Quantcast
Channel: Girişim Haber - Eğitim / Üniversite
Viewing all 757 articles
Browse latest View live

Hayal Edin Gerçekleştirelim, Sosyal İnovasyon Fikirlerinizi Bekliyor!

$
0
0

Kredi Kayıt Bürosu tarafından bu yıl 7.’si gerçekleştirilen Türkiye’de üniversite öğrencilerine yönelik düzenlenen ilk ve en uzun soluklu proje fikirleri yarışması Hayal Edin Gerçekleştirelim’in yeni dönem başvuruları başladı. 30 bin TL büyük ödüllü yarışma için son başvuru tarihi 1 Ocak 2020

Kredi Kayıt Bürosu (KKB) tarafından düzenlenen çağdaş, yaratıcı ve kendisine olduğu kadar topluma da değer katmayı hedefleyen gençlerin çevre, eğitim, finansal okuryazarlık, kültür – sanat, sağlık, spor, teknoloji ve toplumsal alanlarda yenilikçi fikirlerle başvuracağı Hayal Edin Gerçekleştirelim Sosyal İnovasyon Fikir Yarışması başladı. Üniversite öğrencileri, birbirinden yaratıcı ve sosyal etki sağlayan inovatif fikirleriyle 1 Ocak 2020 tarihine kadar yarışmaya başvurabilecek.

Türkiye’de bu kapsamda ilk yarışma olma özelliğini koruyan Hayal Edin Gerçekleştirelim sosyal sorumluluk proje fikir yarışması, 2019 yılında inovasyonu merkeze alarak genç fikirlere yepyeni bir kapı aralıyor. Tüm üniversitelerin ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimi gören öğrencilerinin yanı sıra yurt dışında üniversite öğrenimi gören tüm Türk öğrencilerin grup veya bireysel olarak katılabileceği sosyal inovasyon yarışması, gençlerin sosyal fayda sağlayan proje fikri geliştirmelerini ve girişimcilik yeteneklerini keşfederek inovatif projeler ortaya koymalarını destekliyor.

Büyük Ödül 30 Bin TL

Üniversite öğrencilerinin bireysel ya da grup olarak katılabileceği Sosyal İnovasyon Fikir Yarışmasında, alanlarında uzman seçkin jüri üyelerine yapılacak sunumlarda en yüksek puanı alarak büyük ödülün sahibi olan projeye 30.000 TL, ikinci olan projeye 20.000 TL, üçüncüye 15.000 TL verilecek. İlk üç sıralamasına giremeyen ancak jüri tarafından başarılı bulunan projelerden birine 10.000 TL Findeks Özel Ödülü takdim edilecek.

İlk 10 sıralamasında kalan projeler ise Jüri Özel Ödülünü almaya hak kazanarak 1.000 TL’nin sahibi olacak. Aynı zamanda ilk 10’a giren tüm finalistlere projelerini geliştirmeleri için 1.000 TL’lik ek proje geliştirme desteği verilecek. Dereceye girenlere KKB’de staj imkanı ve KKB mentorları ile projelerini geliştirme fırsatı sağlanacak.

Hayal Edin Gerçekleştirelim Sosyal İnovasyon Fikir Yarışması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.hayaledingerceklestirelim.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Dijital Türkiye Fikir Maratonu Başlıyor

$
0
0

Türkiye Cumhuriyeti Dijital Dönüşüm Ofisi himayelerinde üniversite öğrencilerinin bir gün boyunca "Dijital Türkiye" ile ilgili teknik ya da sosyal problemler hakkında hummalı çalışmalar yapacağı Fikir Maratonu için en yenilikçi ve uygulanabilir fikirler aranıyor. Son başvuru 1 Aralık 2019.

Fikir Maratonu, katılımcıların takım oluşturarak gün boyunca Dijital Türkiye ile ilgili teknik ya da sosyal problemlere çözüm bulmaya çalıştığı, yeni iş fikirleri geliştirdiği, sonrasında katılımcıların jüriye sunum yapması ile kazananın seçildiği bir süreçtir.

Kimler Katılabilir ve Kazananlar Nasıl Belirlenecek?

Fikir Maratonu'na üniversitelerin lisans veya yüksek lisans bölümlerinde kayıtlı öğrenciler minimum 3, maksimum 5 kişilik takım oluşturarak 1 Aralık 2019 tarihine kadar katılım sağlayabilirler.

Maraton'a katılan takımların jüriye yapacakları sunum sonucunda; Yenilikçilik (30%), Sosyal Etki (30%), Uygulanabilirlik (30%) ve Sunum (10%) kriterleri baz alınarak puanlama yapılacak ve kazananlar belirlenecek. 1 - 9 Aralık 2019 tarihleri arasında yapılacak ön değerlendirme sonucunda hak kazanan katılımcılar 9 Aralık 2019 tarihinde açıklanacak.

Sabah 8:30'da başlayıp, akşam 19:45'te ödül töreni ile son bulacak Fikir Maratonu, ön elemeyi geçen takımlarla 14 Aralık 2019 tarihinde Teknopark Ankara'da yapılacak.

Maraton sonunda kazan takımlar arasından birinci takıma 15.000 ₺, ikinci takıma 10.000 ₺, üçüncü takıma 5.000 ₺, dördüncü takıma 2.000 ₺, beşinci takıma ise 1.500 ₺ para ödülü verilecek. Ön elemeyi geçen tüm takımlara ise sertifika, hediyelerin yanı sıra ulaşım ve konaklama desteği verilecek.

Fikir Maratonu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.fikirmaratonu.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!'ın 2020 Dönemi Başvuruları Başladı

$
0
0

TÜSİAD'ın üniversite öğrencilerine yönelik girişimcilik programı TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!'ın 2020 dönemi başvuruları başladı. Her yıl binlerce girişimci adayının başvurduğu Program 9 Aralık 2019'a kadar başvuru kabul edecek.

TÜSİAD, Bu Gençlikte İŞ Var! Girişimcilik Programı'nın yeni dönem tanıtımını TÜSİAD Yönetim Kurulu ve ekosistem paydaşlarının katıldığı bir etkinlikle yaptı. Etkinliğin açılış konuşmasını TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Çalışma Grubu Başkanı İzel Levi Coşkun gerçekleştirdi. Bir iş fikri yarışması olarak başlayan Programın Türkiye'nin en kapsamlı erken aşama girişimcilik programına dönüştüğüne işaret eden Coşkun, “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! sayesinde 2011 senesinden bu yana Türkiye'nin geleceği olan gençlerimize, fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri, birbirlerinden öğrenebilecekleri, birçok faklı paydaşla etkileşim içinde olabilecekleri eşsiz bir platform sunuyor ve onların girişimcilik hayallerine ortak oluyoruz.” dedi.

Üniversite öğrencilerine yenilikçi bakış açısı ve girişimcilik yetkinliği kazandırmak amacıyla 2011 yılından beri düzenlenen TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Programı ile üniversite öğrencisi girişimci adaylarına eğitimden iş dünyası ile etkileşime, kuluçkadan rehberliğe geniş yelpazede destek sağlanıyor. Programın 2020 dönemi başvuruları 9 Aralık 2019'a kadar devam edecek. Başvurular bugenclikteisvar.com adresinden yapılabiliyor.

Girişimcilik Programına 18-30 yaş arası üniversite öğrencileri (ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora) 2 - 5 kişiden oluşan ekipler halinde iş fikirleri ile başvurabiliyorlar. Programa her ekibin bir iş fikriyle, her kişinin de bir ekip ile başvurması bekleniyor. Fikrin kapsadığı ürün veya hizmetten ticari kazanç elde etmek amacıyla tüzel kişilik kurmamış olması gerekiyor. Program katılımcıları bu iş fikirleri üzerinde yapılan değerlendirme sonucunda belirleniyor. Değerlendirme sırasında iş fikrinin yaratacağı potansiyel etki başta olmak üzere, yenilikçi yaklaşımına ve uygulanabilirliğine bakılıyor.

Sisteme eklenen yönlendirici ve eğitici videolar girişimci adaylarının iş fikirlerini başvuru aşamasında geliştirmelerini sağlayacak. TÜSİAD bu sene yeniden tasarladığı başvuru sistemi ile her başvuru sahibine kendini geliştirmesi için bir fırsat da sunuyor. Sisteme eklenen yönlendirici ve eğitici videolar sayesinde girişimci adaylarının iş fikirlerini geliştirmeleri ve ekip yetkinliklerini artırmaları amaçlanıyor.

Binlerce Genç Girişimciliğe Adım Atacak

Girişimcilik programının 2020 ayağına katılmaya hak kazanan ekipler Ocak ortasında belli olacak. 2020 program katılımcıları öncelikle 11-15 Şubat 2020 tarihleri arasında İstanbul'da bir  Girişimcilik Kampı'na katılacak. Kampın son günü iş fikirlerini TÜSİAD üyelerine sunacak olan ekiplerden 12 tanesi  yarı finalist olarak belirlenecek ve birer TÜSİAD üyesiyle birlikte çalışma fırsatı elde edecek. BASF'nin ana sponsorluğunda gerçekleştirilen programın bu seneki finali ise 6 Mayıs 2020 tarihinde yapılacak.

Sponsorları arasında Fiba Group, Mazars Denge, Allianz Türkiye, Eczacıbaşı Holding ve Gürsan Teknik'in de bulunduğu program kapsamında katılımcılara her sene;

  • Girişimcilik kaslarını geliştirecekleri kapsamlı bir kamp deneyimi,
  • Ezberbozan startup ve sektör liderlerinden ilham alma fırsatı,
  • İş dünyasına ve girişimcilik ekosistemine giden yolda eşsiz bir network,
  • İş fikrini 150'yi aşkın Program paydaşına danışarak geliştirme ve hızlandırma imkânı,
  • TÜSİAD Üyeleriyle en az 2 ay bire bir çalışma,
  • İlk üç ekibe toplam 150.000₺ ödül kazanma,
  • Yereldeki kuluçka imkanlarından yararlanma,
  • TÜSİAD Girişimci Kulübü'nün üyesi olarak TÜSİAD ağıyla sürekli etkileşimde olma, etkinliklere davet edilme ve üniversitelerinde girişimcilik elçiliği yapma fırsatları sunuluyor.

TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Girişimcilik Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bugenclikteisvar.com web adresini ziyaret edebiirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Hadi Fikrini Anlat, Bi-Fikir KAP'ın İkinci Başvuru Dönemi Başladı

$
0
0

Anadolu Grubu’nun geçen yıl başlattığı Bi-Fikir KAP’ın ikinci başvuru dönemi başladı. Yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin değerlendirmeye alındığı program, üniversite öğrencilerine hayallerini Anadolu Grubu desteği ile gerçeğe dönüştürme imkanı sunuyor.

Anadolu Grubu’nun üniversite öğrencilerinin yenilikçi ve yaratıcı fikirlerinin hayata geçirilmesi hedefiyle geçen yıl hayata geçirdiği Bi-Fikir KAP için başvurular başladı. Anadolu Grubu çalışanlarının yaratıcı fikirlerini özgürce sunabildikleri, fikirleriyle tüm Grup şirketlerine katma değer sağladıkları bir inovasyon platformu olan Bi-Fikir, geçen yıl Bi-Fikir KAP ile üniversite öğrencilerine de açılmıştı. Bi-Fikir KAP sayesinde, üniversite öğrencilerinin hayalleri Anadolu Grubu desteği ile gerçeğe dönüşme imkanı buluyor.

Anadolu Grubu’nun inovasyon platformu Bi-Fikir’in, Grubun kampüs markası KAP (Kariyerini Anadolu Grubu’nda Planla) ile birleştirilmesiyle oluşturulan Bi-Fikir KAP kapsamında üniversite öğrencilerinin fikirleri 31 Aralık 2019 tarihine kadar toplanacak. Başvurular arasından başarılı bulunan proje önerileri önce yarı finale yükselecek. Finale çıkmaya hak kazanan proje önerisi sahipleri Mart ayında gerçekleştirilecek İnovasyon Kampı’na katılacak.

Nisan 2020’de gerçekleşecek finalde yarışacak projeler arasından seçilecek birinci projeye 20 bin TL, ikinci projeye 15 bin TL, üçüncü projeye 10 bin TL ödül verilecek. Uygulanmasına karar verilen projeler Anadolu Grubu desteği ile hayata geçirilecek.

Bi-Fikir KAP hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.kap.bi-fikir.com web adresini ziyaret edebilir, başvuru işlemlerinizi ise site üzerinden online olarak gerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Yarışmasının Kazananları Açıklandı

$
0
0

Rönesans Holding’in bu yıl beşinci kez düzenlediği “Sürdürülebilir Geleceği Tasarla” yarışması sonuçlandı. Türkiye genelindeki 35 üniversiteden öğrencilerin katıldığı yarışmada toplam 10 dalda 15 öğrencinin projesi ödüle layık görüldü.

Müteahhitlik, gayrimenkul, sağlık, enerji ve petrokimya alanındaki yatırımlarıyla 28 ülkede 75 bin kişiye istihdam sağlayan Rönesans Holding’in bu yıl beşinci kez düzenlediği “Sürdürülebilir Geleceği Tasarla” yarışması sonuçlandı. Bu yıl konusu “Kentsel Etkileşim Merkezi” olarak belirlenen yarışmada, günümüz teknolojik gelişmeleri ile dijital ortamda süregelen etkileşimin, gerçek hayatta insanlar arasında yeniden sağlanması ve kent ölçeğinde sosyal bir platform oluşturularak sürdürülebilir bir yapı altında toplanması hedeflendi. Yıl boyu 18 üniversitede düzenlenen seminerlerde yaklaşık 3.000 öğrenciyle birebir görüşmeler gerçekleştirildi.

“Sürdürülebilir Geleceği Tasarla”, kentsel alanda arazinin, doğal kaynakların en uygun şekilde kullanıldığı, sosyal yaşamın temel alındığı, karma kullanımlı kent yapılarının geliştirildiği ve sürdürülebilirlik ilkelerini barındıran bir öğrenci fikir yarışması. “Gelecek Burada Başlıyor” mottosuyla öğrencileri “sürdürülebilirlik” kavramı üzerine projeler geliştirmeye yönlendiren yarışma, farklı disiplinlerin bir araya gelmesini amaç ediniyor.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da ana teması “Yeşil Bina ve Sürdürülebilirlik” olan yarışmanın 2019 konusu “Kentsel Etkileşim Merkezi”ydi. Bu ana tema çerçevesinde mimari, mühendislik ve sosyal açıdan geliştirilmiş karma projeleri değerlendirmeye alındı. Türkiye genelindeki üniversitelerde sürdürülen yarışmada sürdürülebilirlik, geri dönüşüm, enerji verimliliği, kentsel gelişim, yenilikçi fikir ve detay çözümü, ileri üretim ve atık yönetimi, görsel tasarım ve sosyal sürdürülebilirlik gibi farklı kriterler açısından değerlendirilen projelerden kazananlar para ödülünün yanı sıra Rönesans Holding bünyesinde staj yapma ve işe girmek için mülakat hakkı da kazandı.

Rönesans, sürdürülebilirlik konusunda sadece yarışma düzenlemekle kalmıyor, her dönem Türkiye’nin dört bir yanında“Sürdürülebilirlik Seminerleri” veriyor. Bu seminerler aracılığıyla Van’dan Amasya’ya, Trabzon’dan Manisa’ya Anadolu’nun farklı illerindeki üniversitelerinde okuyan mimarlık ve mühendislik öğrencileriyle bir araya gelen Rönesans Holding yetkilileri, grubun iş yapış temellerini oluşturan sürdürülebilirlik vizyonu ile global bilgi birikimini gençlere aktarıyor.

Birbirinden değerli jüri üyeleri yüzlerce projeyi inceledi

Rönesans Gayrimenkul Üst Yönetimi ile Rönesans Türkiye İnşaat Grubu Dizayn Ofis Yöneticilerinin yer aldığı jüride ayrıca Gazi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Füsun Demirel, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Dr. Nurgün Bayazıt, Mimar Sinan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayşin Sev ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Nuri İlgürel yer aldı. Jürinin yaptığı değerlendirme sonucunda ödül alanlar şöyle:

  • 1.lik Ödülü: Ece Avcı (İstanbul Teknik Üniversitesi)
  • 2.lik Ödülü: Nesligül Çevik (Başkent Üniversitesi), Kübra Kara (Abant İzzet Baysal Üniversitesi)
  • 3.lük Ödülü: Semih Seven (Pamukkale Üniversitesi), Fatih Eyice (Pamukkale Üniversitesi)
  • Mansiyon Ödülü: Ömer Faruk Fidan (Yıldız Teknik Üniversitesi), Buket Aygen (Yıldız Teknik Üniversitesi)
  • RGY Özel Ödülü: Ali Karaaslan (istanbul Kültür Üniversitesi)
  • Kentsel Gelişim ve Değerlendirme Ödülü: Osman Kurt (Eskişehir Teknik Üniversitesi)
  • Yenilikçi Fikir ve Detay Çözüm Ödülü: Muhammet Uçar (Yıldız Teknik Üniversitesi)
  • İyi Uygulama Ödülü: Erhan Uçuk (Dokuz Eylül Üniversitesi), Uğur Çelik (Dokuz Eylül Üniversitesi), Fatma Sarıgöl (Dokuz Eylül Üniversitesi)
  • Görsel Tasarım Ödülü: Ayşe Beyza Yıldız (Kocaeli Üniversitesi)
  • Sosyal Sürdürülebilirlik Ödülü: Berk Akgüneş (İstanbul Gelişim Üniversitesi)

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

50 Milyon Dolar Hedefleyen Üniversite-Sanayi İş Birliği

$
0
0

Dental biyomalzeme alanında Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Antibakteriyel nano kompozit diş dolgu malzemelerinin yüzde 100 yerli üretimi için Yıldız Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknoloji Transfer Ofisi ve yerli sermayeli UMG Uysal Medikal/Avrupa İmplant firması iş birliği yaptı.

Türkiye ekonomisinin kalkınmasına hizmet eden bu önemli buluşun, patent lisans sözleşmesi 20 Kasım Çarşamba günü Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde düzenlenen törenle imzalandı. Türkiye’nin 11’inci Kalkınma Planı’nda yer alan yerli üretim ve girişimci üniversite hedeflerine hizmet eden bu proje ile beş yılın sonunda dünya dental kompozit pazarından 50 milyon dolar gelir elde edilmesi hedefleniyor.

Türkiye’nin üniversite-sanayi ekosistemi için dönüm noktası sayılan bu teknoloji transferinin imza töreni Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin ve Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner’in ev sahipliğinde gerçekleşti. Etkinliğe, Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Afife Binnaz Yoruç Hazar ve Dr. Aysu Aydınoğlu, Türkpatent Başkan Danışmanı Mehmet Tarakçıoğlu, TÜBİTAK Temeg Grup Koordinatörü Dr. Alp Eren Yurtseven katıldı.

11’inci Kalkınma Planı’na Hizmet

Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Afife Binnaz Yoruç Hazar ve Dr. Aysu Aydınoğlu’nun çalışmaları sonucu ortaya çıkan bu önemli buluşun yerli ve milli bir ürüne dönüşmesiyle; Türkiye’nin stratejik bir teknik alanda dışa bağımlılığının azalması ve uluslararası bir marka yaratılması mümkün olacak. Türkiye’nin 11’inci Kalkınma Planı’nda yer alan yerli üretim ve girişimci üniversite hedeflerine hizmet eden bu buluş, üniversite patentinin sanayiye lisanslanması adına çok önemli bir örnek teşkil ediyor.

İç Pazarın Yüzde 60’ı Hedefleniyor

Uluslararası araştırmalar global restoratif kompozit dolgu malzemeleri pazar hacminin 2022 yılında 509.1 milyon dolar ticaret hacmine ulaşacağını öngörüyor. Türkiye’de 2017 yılında bu alanda 24.504.839 dolar ithalat gerçekleşti. Sağlık Bakanlığı verilerine yapılan işlemlerin yüzde 58’ini dolgu malzemeleri oluşturuyor. Bu oranın önümüzdeki yıl üç katına çıkması öngörülüyor. Türkiye’de ve dünyada restoratif diş hekimliği pazarı gelişim gösteriyor. Kompozit dolgu pazarının da bunun içerisinde önemli bir yer tuttuğu görülüyor. Bu ürün ile öncelikle yerli pazarın ihtiyacına cevap verilmesi hedefleniyor. Bugün yerli implantlar iç pazarın yüzde 60’ını karşılıyor. Orta vadede kompozit dolgu malzemeleri için de böyle bir oran hedefleniyor. Kompozit dolgu malzemeleri hem estetik hem de sağlık kaygısından dolayı her geçen gün diğer dolgu malzemelerinin yerini alıyor. Bu veriler de gösteriyor ki bu buluş, iç pazarda önemli bir açığı dolduracak.

“Girişimci Olmak Zorundayız”

Törene katılan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin konuşmasında bu iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Şahin, “Yıldız Teknik Üniversitesi, akademisyenleriyle, Teknopark’ıyla bir bütün olarak çalışıyor. Burada bir ekosistem var. Üniversite-sanayi iş birliğinin güzel bir örneğini sergiliyoruz. Patent lisans sözleşmesine konu olan proje üzerinde çok uzun zamandır çalışılıyor. Emeği olan herkesi kutluyorum. Onlardaki bu heyecanı görebiliyorum. Hepimizde bu heyecan devam ediyor. Bu heyecana bütün paydaşların katkı sağlamasını istiyoruz. Bu tür projeler üniversitemize aidiyet duygusunu da artırıyor. Günümüzde en önemli konu yenilikçilik ve girişimcilik. Sanayinin gelişmesi için girişimcilik şart. Biz kendi girişimcilerimizi yetiştirmeliyiz ve buna destek vermeliyiz. Bu başarımızın ardında devletimizin desteği var. Arkamızda bir güç var ve biz bunu hissediyoruz. Türkiye’nin milli üretim hedefleri doğrultusunda ilerliyoruz. Dünya üniversiteleri kendi Ar-Ge’lerini yapıyor. Bugünkü lisans sözleşmesi de bunun bir örneği. Bunun artması gerekiyor.” diye konuştu.

“Kendi Kaynaklarımızı Üretiyoruz”

Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner de şunları söyledi:“Değişmeyen tek şey değişim. Çağa ayak uydurmamız gerektiğine inanıyoruz. Uyduramazsak geri kalırız. Üniversitemiz de ayak uydurmak zorunda. Girişimci bir üniversite olmadığınız takdirde rekabet etme, gelir kaynakları oluşturma imkânınız kalmaz. Biz bugün girişimci bir üniversite olduğumuzu söylüyoruz. Akademisyenlerimizin alın teriyle geliştirdiği bir fikri ticarileştiriyoruz. İlerleyen zamanda devletin bütçesine gerek kalmadan kendi imkânlarımızı oluşturacağız. Yüksek katma değerli ürünler üreteceğiz. Türkiye’nin ihraç ettiği teknoloji gelirlerimizin sadece yüzde 3,5’ini oluşturuyor, dünya ortalaması ise yüzde 16,7. Bizim bilgiyi daha fazla ticarileştirmemiz gerekiyor. Burada karşılıklı kazan-kazan var. Bütün paydaşlar kazanıyor. Türkiye’nin 11’inci Kalkınma Planı’na hizmet ediyor. Bu iş birlikleri sayesinde yurt dışından ithal ettiğimiz ürünü kendimiz üretecek ve bunu ihraç edeceğiz. Bu projenin tüm paydaşlarına ekonomiye ve teknolojiye verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum.”

“Teknoloji Atılımı Yaptık”

Buluş sahiplerinden Yıldız Teknik Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Afife Binnaz Yoruç Hazar buluşun ortaya çıkış hikâyesini şu şekilde anlattı: “Sağlık sektöründe bir ilki gerçekleştirdik. Ülkenin teknoloji atılımı yaptığı bugünlerde böyle bir buluşa imza atmak çok gurur verici. Buluşun hikâyesi 1990’lı yıllara dayanıyor. Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde hepimizin başkanı olan Prof. Dr. Hasan Alkumru ve ekibiyle birlikte restoratif dental malzemeler konusunda araştırma yaparken sorular sormaya başladım. Çalışmalarımızı gerçekleştirdiğimiz sırada gördük ki neredeyse malzemelerin çoğunu yurt dışından ithal ediyoruz; yüzde 99 civarı şu anda 95’ler civarında. Zaman içerisinden “Neden biz bu malzemeleri kendi yerel kaynaklarımızla üretmiyoruz?” sorusu gelişti. Bu soruya hep cevap aradım. Bugün yanıtlamış olmaktan dolayı çok mutluyum. Bize inanan, destek veren herkese teşekkür ediyorum. Artık dünyada teknoloji savaşları başladı. Buna hazır olmak gerekiyor. Hep birlikte bu savaştan galip çıkacağımıza inanıyorum.”

50 Milyon Dolar Gelir Hedefi

UMG Uysal Medikal/Avrupa İmplant Satış ve Sistem Müdürü Fatih Uysal da önemli rakamlar paylaştı. Uysal şunları söyledi: “Türkiye dental pazarı 500 milyon dolar büyüklüğe sahip. Pazardaki ürünlerin yüzde 80’i ithal yüzde 20’si yerli ürünlerden karşılanıyor. Son yıllarda hükümetin yerlileşme hamlesiyle birlikte pazarın büyüklüğünün 2023 yılında 1 milyar dolara ulaşması tahmin ediliyor. İhtiyaçların yüzde 40’ının da yerli ürünlerden karşılanması hedefleniyor. Son beş yılda yerli dental implantın payı yüzde 50’yi aştı ve bu oran gittikçe artacak. Bugün burada bir ilk gerçekleşiyor. Yüzde 100 yerli bir işbirliği ile üniversite patenti sanayiye lisanslanıyor. Ürünü iki yıl içerisinde piyasaya sunmayı planlıyoruz. Bu sayede dış ticaret açığını azaltmak hem de milli geliri artırmayı hedefliyoruz. Paramızın ülkemizde kalmasını sağlayacağız. Dünya dental kompozit pazarının büyüklüğü 500 milyon dolar. Beş yıl içinde bu pastadan 50 milyon dolar almayı planlıyoruz. Yıldız Teknopark ile yürüttüğümüz süreç boyunca inovasyon konusunda çok şey öğrendik. Bu çalışmanın başka kurumlara da ilham olmasını diliyorum.”

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Eğitim Teknolojileri ile Girişimcilik NEXT 2020'de Buluşuyor

$
0
0

Amerikan Büyükelçiliği ve Zorlu Holding desteğiyle, Türkiye Girişimcilik Vakfı ve Mef Üniversitesi ortaklığında, eğitim teknolojileri alanında farkındalık yaratmak ve eğitim alanındaki problemlere inovatif çözümler üretmek amacıyla hayata geçirilen NEXT 2020 projesinin tanıtımı gerçekleştirildi.

Amerikan Büyükelçiliği ve Zorlu Holding desteğiyle, Türkiye Girişimcilik Vakfı ve Mef Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen NEXT 2020 projesi, 4 Aralık'ta Mef Üniversitesi'nde Prof. Dr. Erhan Erkut'un katılımı ile tanıtıldı. Türkiye'de ilk defa eğitim teknolojileri ile girişimciliği buluşturan program olma özelliğini taşıyan program, eğitim teknolojileri alanında farkındalık yaratmak ve eğitim alanındaki problemlere inovatif çözümler üretmek amacıyla hayata geçirildi.

NEXT 2020 programı kapsamında iki ay boyunca seçilen takımlar ya da kişiler “Girişimciye Dönüş” ile fikirlerini iş modellerine dönüştürüp hayata geçirmek üzere çeşitli eğitimler alacaklar. Program boyunca ve sonrasında ekipler, mentorlar eşliğinde fikirlerinin iş modeli ve tekniği üzerinde çalışacaklar. Mentorluk seansları Demo Day'e kadar belirli aralıklarla devam edecek. Kişiler ya da takımlar iki ay sürecek online girişimcilik eğitimlerinden sonra İstanbul'da üç gün sürecek bootcamp'e katılmaya hak kazanacak ve burada daha önce online girişimcilik eğitimlerinde oluşturdukları iş fikirlerini mentorler eşliğinde bir sonraki seviyeye taşıma imkanı elde edecekler. Bootcamp'e katılmaya hak kazanan 15 takımdan ön jüri elemesiyle Demo Day'e katılmak için sekiz takım seçilecek. Final jüri aşamasına geçmeye hak kazanan sekiz takım demo ve sunumlarını gerçekleştirecekler. Jüri değerlendirmesiyle seçilecek olan maksimum üç takım ücretsiz inkübasyon merkezi almaya hak kazanacak ve mentorluk almaya devam edecek. Projelerini daha da geliştirmek üzere Girişimcilik Vakfı, takımlara destek olmaya devam edecek. Kazanan birinci takıma 15.000 TL para ödülü ve ilk üç takıma ücretsiz inkübasyon ve süreçleri boyunca mentorluk desteği sağlanacak.

Programa Kimler Katılabiliyor?

Programa, eğitim teknolojileriyle ilgili fikri olan ve bu fikrini iş fikrine dönüştürmek isteyen üniversite öğrencileri katılabiliyor. Programa ister bireysel ister maksimum üç kişi olmak üzere ekip olarak başvurulabiliyor. Türkiye'nin her yerinden başvuru yapılabilen programa, İstanbul dışından başvuracak kişiler için konaklama ve ulaşım masrafları program tarafından karşılanıyor.

NEXT 2020 projesi hakkında konuşan GİRVAK Genel Müdür Mehru Aygül şu açıklamaları yaptı: “NEXT 2020 ile İleri Teknolojiler, Özel İhtiyaçlar Eğitimi, Yaşam Boyu Öğrenme ve ESTEAM ana başlıkları altındaki sorunlara çözümler üretmeyi hedefliyoruz. Bu konu başlıklarından birinde bir fikriniz varsa bizimle bu fikrinizi iş fikrine dönüştürebilir, hayalinizi daha da ileriye taşıyabilirsiniz.”

“Hedefimiz, Eğitimde Tekno-Girişimciliği Desteklemek”

Prof. Dr. Erhan Erkut ise konuşmasında: “Tüm dünyada eğitim hızla evriliyor. Tetikleyici güçler: bilgi patlaması, maliyetler, eşitsizlikler, Z kuşağı, teknoloji, ve girişimciler. Gelecekte eğitimde daha az kürsüden anlatma, daha çok teknoloji yardımıyla kendi kendine veya küçük gruplarla öğrenme olacak. Eğitim kurumlarında atalet çok yüksek olduğundan, değişimi ancak girişimciler gerçekleştirebilir. Şu anda dünyada girişimcilerin hedeflediği temel sektörler arasında eğitim de var. Dünyanın en büyük eğitim sistemlerinden birisi olan Türkiye'de bu programla eğitimde tekno-girişimciliği desteklemeyi hedefliyoruz.” dedi.

“En Büyük Gücümüz; İnovasyon, Teknoloji, Tasarım ve Girişimcilik”

Zorlu Grubu'nun gücünü inovasyon, teknoloji, tasarım ve girişimcilikten aldığını dile getiren Zorlu Holding Kurumsal İletişim Genel Müdürü Aslı Alemdaroğlu “Girişimciliğe ve inovasyona verdiğimiz önem sayesinde şirketlerimiz Türkiye'den dünyanın 155 ülkesine teknolojik ürünler ihraç ediyor. Vestel Ventures ile start-uplara yatırım yapıyor, kurum içi girişimcilik programımızla 30 bin kişilik Zorlu Grubu içerinde inovasyonu her zaman canlı tutuyoruz. Girişimci ruhumuzu toplumsal sorumluluk anlayışıyla yeniden yorumlayarak kuruculularından biri olduğumuz sosyal inovasyon platformu imece ile sosyal girişimciliği destekliyoruz. Buradan hareketle eğitim teknolojileri alanında farkındalık yaratmak ve eğitim alanındaki problemlere inovatif çözümler üretmek amacıyla hayata geçirilen NEXT 2020 projesini desteklemekten memnuniyet duyuyoruz ” dedi.

NEXT 2020 projesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.nextedutech.net web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Robotların Kullanıldığı Bir Akıllı Tarım Dünyasına Doğru Gidiyoruz

$
0
0

Boğaziçi ÜniversitesiTekfen Holding desteği ve Malatya Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle Malatya’da ‘’Açık Ders’’ semineri düzenledi. Seminerde konuşan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özertan, "Drone’larla tarım arazilerinin izlendiği, akıllı traktörlerin tarla sürdüğü, robotların kullanıldığı bir akıllı tarım dünyasına doğru gidiyoruz." dedi. 

Boğaziçi Üniversitesi’nin Tekfen Holding desteği ve Malatya Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle Malatya’da düzenlediği ‘’Açık Ders’’ seminerinde konuşan Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Özertan, Türkiye’nin bir tarım ülkesi olmasına rağmen sektörün yeniliklere kapalı bir sektör olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Gökhan Özertan, tarımda teknolojiden faydalanarak birim araziden aldığı verimi artıran Holanda ve İngiltere gibi ülkelerden örnekler vererek hali hazırda Suriye’de yaşanan savaşla birlikte başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere dışarıdan aldığı göçlerle 85 milyon nüfusu beslemekte olan Türkiye’nin önümüzdeki 10 sene içinde 100 milyon insanı besleyebilmesi için tarım ve gıda sektörlerindeki risklerle baş edebilmek adına uzun vadeli bakış açısıyla, bu alanlara daha fazla yatırım yapması gerektiğini belirtti.

Türkiye’nin tarımda söz sahibi olması ve rekabet gücünü yeniden kazanabilmesi için girdi maliyetleri, tarım arazilerinin parçalılık arz eden yapısı, çiftçi ve küçük işletmelerin sorunları gibi temel sorunlarına çözüm odaklı yaklaşması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özertan, yaşadığımız çağda teknolojinin hemen her sektörü dönüştürdüğünü; tarım sektörünün bu teknolojik yeniliklerden yararlanmak zorunda olduğunun altını çizdi.

AB’nin En Büyük Tarım Ekonomisiyiz Ancak Verimimiz Düşük

Türkiye’de tarım sektöründe üretimde verimlilik, toprakların adil dağılımı, çiftçiyi gözeten – destekleyen uygulamalar, kırdan kente göçün ölenmesi gibi yaklaşık son yarım yüzyıla damgasını vuran bir dizi çözülemeyen problem olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özertan "Avrupa’nın en büyük tarım ekonomisiyiz, dünyada ilk 10 içindeyiz ancak iş gücü verimliliğinde 30., arazi verimliliğinde ise 21. sıradayız. 55 üründe dünyada ilk 10 üretici ülke arasındayız ancak verimimiz çok düşük. Türkiye’de yaklaşık 12 bin tarımsal örgüt ve birlik var ancak bunların sadece yarısı aktif çalışıyor. Avrupa’da tarım kooperatiflerinin pazar payı ise yüzde 40 seviyesinde." diye konuştu.

Dünyanın toplam gayri safi yurt içi hasılasının 76 trilyon USD olduğunu, Türkiye’de ise bu rakamın 800 milyon USD’de kaldığı bilgisini veren Prof. Dr. Özertan, "Türkiye tarımı, dünya tarımında yüzde 1’lik bir pay sahip. Teknolojiye ve katma değerli ürünlere yönelmeliyiz. Yaklaşık 40 yıldır çözüm bekleyen yapısal sorunlarımızı ancak işbirliğiyle çözebiliriz. Çiftçinin sorununu kamu, özel sektör, sivil toplum ve akademi işbirliği çözebilir." dedi.

Küresel Isınma Nedeniyle Malatya Kayısısında Verim %40 Düşecek

İklim değişikliği ve küresel ısınmanın tarım sektöründeki etkilerine de değinen Özertan, "Küresel ısınma bitkileri ve hayvanları strese sokuyor, bu da verimi düşürüyor. Küresel sıcaklıktaki her 1 santigrat derece artış, küresel ölçekte arazi verimliliğini düşürüyor. Türkiye’nin buğday verimliliği de buna bağlı olarak yaklaşık yüzde 20 düşecek. İklim senaryolarına göre dünyanın en büyük kayısı üreticisi ve ihracatçısı olan Malatya kentimizde 2021-2050 yılları arasında kayısı veriminin yüzde 40’lara varan oranda azalacağı görülüyor." dedi.

Tarımın tüm dünyada bir değişim yaşadığını ekleyen Gökhan Özertan "Bugün tarım deyince doğa dostu, düşük karbon ekonomisine geçmiş sürdürülebilir bir tarım modelinden bahsediyoruz. Bunun için sadece tarım değil gıdadan enerjiye lojistikten atık yönetimine tüm sektörler birbiriyile bağlantılı ve eş güdümlü çalışmak zorunda. Drone’larla tarım arazilerinin izlendiği, akıllı traktörlerin tarla sürdüğü, robotların kullanıldığı bir akıllı tarım dünyasına doğru gidiyoruz. Günümüzde Microsoft, IBM gibi dev bilişim şirketleri, tarım sektörüne girerek dijital çiftliklere yatırım yapmaya başladı." dedi.

AB İnsansız Tarıma Yatırım Yapıyor

Gerek dünyada gerekse Türkiye’de tarımın en önemli sorunlarından birinin çalışacak işçi bulamamak olduğunu belirten Prof. Dr. Özertan, gelişmiş ülkelerde bu sorunun insansız tarım modeliyle aşılmakta olduğunu kaydederek Avrupa Birliği’nin toplam 60 Milyon Euro fon ayırarak 33 ayrı bölgede dijital çiftlik kurulmasına destek verdiğini ekledi: "ABD de tarım işçisi bulmakta zorlanıyor. Bu nedenle artık hasat sezonunda robot kullanımına geçildi. Kaliforniya’da belli çiftliklerde çilek hasadı robotlar tarafından yapılıyor. İngiltere’de insansız tarım çiftliklerinde otonom cihazlar kullanılıyor." bilgisini verdi.

Akıllı tarım uygulamaları sayesinde verimin yaklaşık yüzde 20, hasılatın ise yüzde 5’ler seviyesinde arttığını; yakıt tüketiminin ise yüzde 10 azaldığını belirten Gökhan Özertan,dijital çiftlik uygulamalarında girdilerde ortalama yüzde 10-20 seviyelerinde azalma olduğununu sözlerine ekledi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


İlim Yayma Ödülleri 22 Aralık'ta Sahiplerini Buluyor

$
0
0

Türkiye’deki ilmi çalışmaları ve araştırmaları desteklemeyi, başarının ülke ve insanlık hizmetine sunulmasını hedefleyen İlim Yayma Ödülleri için geri sayım başladı. İlim Yayma Ödülleri töreni 22 Aralık 2019 Pazar günü (akşam) İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşecek.

Türkiye'nin akademi alanındaki en kapsamlı ödülü olan İlim Yayma Ödülleri'nin basın toplantısı 10 Aralık 2019 tarihinde Sepetçiler Kasrı’nda gerçekleştirildi. Türkiye’de Akademi alanındaki en kapsamlı ve katılımlı ödül olan İlim Yayma Ödülleri basın toplantısında İlim Yayma Vakfı Başkanı Yücel Çelikbilek, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün, Mütevelli Heyeti Başkan Vekili N. Bilal Erdoğan, Vakıf Genel Müdürü Adem Yavuz ile İlim Yayma Vakfı Akademik Danışma Kurulu Başkanı Doç. Dr. İdris Sarısoy ve Vakıf Mütevelli Heyeti de yer aldı.

Çok sayıda gazetecinin takip ettiği basın toplantısında konuşanİlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili N. Bilal Erdoğan, İlim Yayma Ödülleri’nin ortaya konulan başarı ile maddi ve manevi açıdan Türkiye’nin en büyük Akademi Ödülleri olduğunu şu sözlerle dile getirdi; “İlim Yayma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti iftiharla dolu ve sağlam geçmişlerini asırlar ötesine taşıyacak ve ülkemizin en prestijli bilimsel taltif mekanizması olması amaçlanan İlim Yayma Ödülleri sürecini başlatmaktan kıvanç duymaktadır. İlim Yayma Ödülleri, İlim Yayma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin sürdürdüğü eğitime katkı vizyonuna uygun olarak ülkemize yüksek fayda sağlayacak çalışmaları keşfetmek ve teşvik etmek amacıyla iki yılda bir verilecek. Üç farklı kategorideki çalışmalar değerlendirilmeye alınacak olup; millilik bilincine sahip, toplumda yaygın etki oluşturan, ülkemizin ve insanlığın hayrına katkı sağlayan çalışmalar ödül töreninde onurlandırılacak.”

N. Bilal Erdoğan İlim Yayma Ödülleri’nde verilecek ödül miktarlarını da şöyle açıkladı: “İlim yayma ödülleri Türkiye’nin Akademi dünyasında bugüne kadar verilen en büyük ödül niteliğini taşıyor. Amacımız bu alanlarda gerçekleştirilen büyük başarıların ülkemiz ve insanlığın hizmetine sunulmasıdır. Akademisyenler, araştırmacılar, ülkemizin ve insanlığın hayrına katkı sağlayanlar, toplumda yaygın etki oluşturan kişiler ve teknolojik ilerlemeye katkısı olan 758 kişinin başvuruda bulunduğu yarışmada toplam ödül değerini 500.000 Türk Lirası olarak belirledik. Büyük Ödüle verilen miktar ise 300.000 TL olacak.”

Ödül törenine de büyük bir heyecanla hazırlandıklarını belirten N. Bilal Erdoğan, törene ilişkin şunları söyledi, “Büyük Ödül, Sosyal Bilimler ile Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri olmak üzere 3 ana kategoride 22 Aralık akşamı İstanbul’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle sahiplerini bulacak. Ödüllere layık görülen ve 22 Aralık akşamı açıklayacağımız 3 isim de kendi alanlarında çok önemli araştırmalara ve başarılara imza atmış bilim ve ilim insanlarıdır.”

Basın toplantısında İlim Yayma Ödülleri sürecine ilişkin detayları anlatan Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve İlim Yayma Vakfı Akademik Danışma Kurulu Başkanı Doç. Dr. İdris Sarısoy ise, “17 Mayıs 2017’de Vakıf yönetimi ile farklı alanlardan yaklaşık 50’ye yakın Vakıf Mensubu akademisyenin katıldığı toplantıda “Türkiye’deki akademik çalışmaların ve araştırmaların ödüllendirildiği bir ödül çalışması yapılması” teklifi ile çalışmalara başlandı. Hazırlık sürecinde, akademisyen, iş insanı, teknik ve iletişim uzmanından oluşan 30 kişilik gönüllü bir ekip 2 yıl çalıştı. Paydaşların da görüşlerini dâhil etmek amacıyla 9-10 Şubat 2018’de Üniversiteler, Akademisyenler, İş İnsanları STK Yöneticileri ve Kamu Kurumu temsilcilerinin katılımıyla yaklaşık 80 kişi ile “ortak akıl konferansı” formatında bir toplantı yapıldı. Bu çalışmalarla Ödül Yayma Ödülleri’nin tüm süreçleri tasarlandı ve uygulama aşamasına getirildi.’’ dedi.

Başvuru süreci ile ilgili de bilgiler veren Doç. Dr. İdris Sarısoy şu açıklamalarda bulundu,“Tüm işlemlerin www.ilimyaymaodulleri.org web adresi üzerinden yürütüldüğü İlim Yayma Ödülleri’nin başvuruları 21 Mayıs 2019’da başladı, 31 Temmuz 2019’de sona erdi. Bu süre içinde toplam 5.573 kişi başvuru sistemini giriş sağladı ve bunlardan 758 kişi İlim Yayma Ödülleri için başvuru yaptı. Başvuruların bilimsel değerlendirmelerinde toplam 285 bilim insanı görev aldı. Teknik inceleme aşamasında uzmanlara akademik uzmanlıklarına uygun olarak birden fazla çalışmaya destek verdi.’’

İlim Yayma Ödülleri’nde adayların başvuruları şu kriterlere göre değerlendirildi.

  • Toplumsal katkı ve milli sorunlara çözüm
  • Özgünlük, yenilikçilik ve literatür çeşitliliği
  • Uygulanabilirlik ve yaygın etki
  • Metodoloji ve araştırma niteliği
  • Atıf alma durumu
  • Akademik yetkinlik

İlim Yayma Ödülleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.ilimyaymaodulleri.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Mobilya Sektöründe Sanayi-Üniversite İşbirliğine Yeni Halka Eklendi

$
0
0

Türkiye’nin dış ticaret fazlası verdiği sanayi kollarının başında gelen ve 2019 yılının 11 aylık döneminde, 2018 yılı ihracat rakamlarına ulaşarak 3 milyar 128 milyon dolar döviz geliri elde ettiği mobilya sektöründe, katma değerli ürün ihracatının artması için üniversite-sanayi işbirliğine yeni bir halka eklendi.

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği bünyesinde faaliyet gösteren Mobilya Çalışma Komitesi’nin organizasyonu ile Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu Mobilya Dekorasyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Demirci ve öğrenciler ile mobilya üreticileri ve ihracatçıları Ege İhracatçı Birlikleri’nde bir araya geldi.

Mobilya sektöründe, özgün tasarımlı, katma değerli ürün üretiminin üniversite-sanayi işbirliği sayesinde mümkün olduğunu belirten Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, üniversitelerin mobilya ve endüstriyel tasarım bölümleri ile mobilya sektörüne kalifiye iş gücü yetiştirilmesi için birlikte projeler geliştirme çabası içinde olduklarını kaydetti.

Yağcı; “Eğitim Programları Sektörün İhtiyacına Göre Oluşturulmalı”

İzmirli mimarlar tarafından kurulan Platformİzmim isimli kooperatifle mimarların hayata geçirdiği projelerde İzmirli mobilya ve mermer ihracatçılarının ürünlerinin kullanılması için bir proje başlattıklarını hatırlatan Yağcı, “Katma değerli üretimi ve ihracatı arttırmamız için zincirin tüm halkaları ile iş birliğine önem veriyoruz. Üniversite-sanayi ortaklığı bu anlamda hayati öneme sahip, eğitim programlarının içeriğinin sektörün beklentilerine göre belirlenmesi, üniversite öğrencilerinin mobilya tesislerini ziyaretlerinde birlikte hareket etmek istiyoruz” dedi.

Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu Mobilya Dekorasyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Demirci’nin okulun eksiklerini dile getirmesi üzerine, Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, üniversite – sanayi işbirliği kapsamında okulun ihtiyaçlarının karşılanması için çalışma yapacaklarını da sözlerine ekledi.

Kemer: “Mobilya Çalıştayı Düzenleyeceğiz”

Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı Müjdat Kemer ise üniversite – sanayi işbirliğini arttırmak amacıyla 15 yıldır çaba gösterdiklerini, üniversite öğrencilerinin mezun olduklarında mobilya sektöründe istihdam edilmelerini istediklerini, adapte sorununu çözmek için staj, mentörlük desteği vermek istediklerini dile getirdi.

Mobilya Çalıştayı planladıklarını anlatan Kemer, “Çalıştayda mobilya üretimi ve ihracatı ile ilgili konular konuşulacağı gibi, gençlerin vizyoner yönlerinin sektörle buluşması amacıyla Mobilya Tasarım Yarışması aktivitelerimizden biri olacak” dedi.

Demirci; “Mobilya Sektörünün Öncelikli İhtiyacı Eğitimli Eleman”

Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu Mobilya ve Dekorasyon Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Demirci ise; yaptığı sunumda İzmir’de Mobilya imalatı yapan işletmelerde üretim ile ilgili karşılaşılan sorunlar üzerinde durdu.

“Mobilya endüstrisinin sorunları arasında eğitimli eleman ihtiyacı birinci sırada yer alıyor” diyen Demirci, “Hammadde sorunu ikinci en büyük sorun, bunları teknolojik yetersizlik ve enerji sorunları takip ediyor. Sektörün beklentilerine uygun eğitimli eleman ihtiyacını karşılamak için ihracatçı ve sanayicilerle işbirliği yapmaya hazırız. Mobilya sektörünün çözüm geliştirmesi gereken konulardan bir diğeri ise mobilya test laboratuarının kurulması” şeklinde konuştu.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'nin Akademi Ödüllerini Kazanan İsimler Belli Oldu

$
0
0

Türkiye’deki ilmi çalışmaları ve araştırmaları desteklemeyi, başarının ülke ve insanlık hizmetine sunulmasını hedefleyen ve Türkiye’nin en büyük akademik ödülleri olarak nitelendirilen İlim Yayma Ödülleri sahiplerini buldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirilen ödül töreninde iki yıllık bir hazırlık, başvuru ve değerlendirme süreci sonrasında 3 kategoride belirlenen isimler açıklandı.

Akademi, üniversite, bilim, kültür ve medya dünyasından çok sayıda seçkin ismin hazır bulunduğu İlim Yayma Ödülleri Gecesi’nde ev sahibi olarak da İlim Yayma Vakfı Başkanı Yücel Çelikbilek, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Yusuf Tülün, Mütevelli Heyeti Başkan Vekili N. Bilal Erdoğan, Vakıf Genel Müdürü Adem Yavuz ile Vakıf Akademik Danışma Kurulu Başkanı Doç. Dr. İdris Sarısoy ve Vakıf Mütevelli Heyetiyer aldı.

İlim Yayma Ödülleri, İlim Yayma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin sürdürdüğü eğitime katkı vizyonuna uygun olarak ülkemize yüksek fayda sağlayacak çalışmaları keşfetmek ve teşvik etmek amacıyla iki yılda bir verilecek. Üç farklı kategorideki; millilik bilincine sahip, toplumda yaygın etki oluşturan, ülkemizin ve insanlığın hayrına katkı sağlayan çalışmalar iki yılda bir düzenlenen büyük törenle maddi ve manevi olarak ödüllendiriliyor.

758 başvuru arasından belirlenen üç isim Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen ödül töreninde alkışlar arasında açıklandı. Büyük Ödül’e Prof. Dr. Fikrettin Şahin; Mühendislik, Doğa ve Sağlık Ödülü’ne Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran, Sosyal Bilimler Ödül’üne ise Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu layık görüldü.

İlk Büyük Ödül Prof. Dr. Fikrettin Şahin'in Oldu

Obezite Sorununun Kontrolü ve Tedavisi için Borlu Çözüm Çalışmalarıyla Aldı

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikrettin Şahin, bor ve bor bileşiklerini kullanarak gıda, çevre, tıp ve bitki orijinli mikroorganizmaların moleküler tanısı ve karakterizasyonu yanında bunlarla ilgili endüstriyel kullanıma sahip biyolojik formülasyonlar ve antimikrobiyal malzemeler geliştirmiştir. Yine aday kök hücre üretimi, gen ve kanser tedavisi gibi konularda da ayrı ayrı çalışma gurupları oluşturarak bilimsel araştırma geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine devam ediyor.

Türkiye son 10 yıl içerisinde obezite oranı en çok artan ülkeler arasında yer alıyor. Dünyada en az 2,1 milyar fazla kilolu veya obez insan olduğu ve yıllık 2,8 milyon ölümün obezite ile ilişkili olduğu tahmin ediliyor. Ödüle aday gösterilen araştırma ile de bu sorununun mekanizmaları, hastalığın kontrolü ve tedavisi ile ilgili yeni bir yaklaşım önerilmekte. Adayın eserinde araştırmacılar; bor türevlerinin obezite patogenizinde rol oynayan, adipogenez ile ilişkili genlerin ve proteinlerin ekspresyonunu ve adipositlerde apoptozu uyarmadan, mitotikklonal gelişmeyi bastırdığını göstermişlerdir. Bu veriler obezite ve ilişkili hastalıkların önlenmesi ile tedavisi açısından umut verici yeni bilgiler sunmakta. Ulusal ve uluslararası patenti alınan ürünün ticarileşmesi için gerekli ruhsatlandırma çalışmaları da bu yıl içerisinde başlamıştır.

Prof. Dr. Fikrettin Şahin bu güne kadar başarılması güç bilimsel çalışmalar ve Ar-Ge ürünlerine imza atmıştır. Örneğin, adayın üretmiş olduğu bir diğer ürün Dermobor antiseptik yara iyileştirme jeli, 2019 yılında Türkiye pazarında 30.000 kutu civarında satılmış ve yaklaşık 20 milyon TL civarında bir cirosu olmuştur. Bu ürünün uluslararası piyasada da satılabilmesi için de sözleşmeler yapılmış ve 2020 yılı için 1 milyon kutu üretiminin gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Ayrıca, 12 adet Life7 radyoterapi ve Dermobor marka ismi altında birçok kozmetik ürünün de yine bu günlerde piyasaya girmesi beklenmektedir. Bunların dışında 38 adet tarım ürününün, biyo gübre veya biyopestisit'in çeşitli ülkelerde satışı veya tanıtımı devam etmektedir. Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Büyük Ödül’le birlikte 300.000 Türk Lirası’nın da sahibi oldu.

Mühendislik Doğa ve Sağlık Ödülü Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran'a Verildi

Hidrojenin Yakıt Olarak Kullanılabilmesi İçin Önemli Çalışmalar Ortaya Koydu

Yakıt pillerinde Hidrojenin uygun depolama koşullarının oluşturulması ve bu depolanan hidrojenin enerji üretim aşamasına geçişte, tekrar elde edilmesinde nano parçacıkların katalizör olarak kullanılmasını sağlayan bu başarılı çalışmasıyla Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran, Mühendislik, Doğa ve Sağlık Bilimleri kategorisinde İlim Yayma Ödülüne layık görüldü.

Zahmakıran, alandaki en güncel konulardan biri olan hidrojenin yakıt olarak kullanılması için araştırmalara başladı. Çok çabuk tepkimeye giren ve yüksek oranda yanıcı olan hidrojenin nasıl depolanabileceği ve enerjiye dönüşüm aşamasında geri kazanımı konusunda yaşanan problemlerin nasıl aşılacağına dair henüz bir çözüm üretilmemiştir.

Genç araştırmacı basit koşullarda hidrojen depolanması ve geri kazanımını sağlamak üzere, yeni çalışmalar ortaya koydu. Basit koşullarda (örnk; 70 C ni altında, uç koşullara ihtiyaç duyulmadan ) Hidrojen depolanması ve geri kazanımı çözüm bekleyen konulandandır. Yakıt pillerinde Hidrojenin uygun depolama koşullarının oluşturulması ve bu depolanan hidrojenin enerji üretim aşamasına geçişte, tekrar elde edilmesinde nano parçacıkların katalizör olarak kullanılması bu çalışmanın asıl hedeflerinden biridir.

Bu çalışma ile ortalama koşullarda (50 °C ve hava ortamında) Hidrojen yakıt pilleri için güvenilir ve uygun taşıyıcı olma potansiyeline sahip, formik asitinin (HCOOH) katkısız dehidrojenisyonu (HCOOH→H2 + CO2)için yüksek etkinliğe sahip, seçici ve yeniden kullanılabilir nanokatalizör geliştirilmesi amacıyla nano parçacıkların kullanımı sağlanmıştır. Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran Mühendislik Doğa ve Sağlık Ödülü ile birlikte 100.000 Türk Lirası’nda sahibi oldu.

Sosyal Bilimler Ödülü Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov)’nun Oldu

Altın Orda ve Rusya (Rusya Üzerindeki Türk-Tatar Etkisi) Araştırmasıyla Layık Görüldü

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi olan İlyas Kemaloğlu tarafından kaleme alınan bu eser, Altın Orda ile Rus Knezlikleri Arasındaki İlişkiler, Rus Knezliklerinin Altın Orda’ya Bağlılıklarının Göstergeleri, Altın Orda Devleti’nin Rusya Üzerindeki Siyasi Etkileri, Altın Orda’nın Rus Devlet Teşkilatı Üzerindeki Etkileri, Altın Orda’nın Rusya Üzerindeki Sosyo-Kültürel Etkileri isimli beş ana bölümden oluşmaktadır.

Bu eser, Türkiye’de yapılan çoğu tarih çalışmasının aksine, orijinal kaynaklar kullanmak suretiyle Türkiye dışında bir coğrafyanın tarihini layıkıyla ele alıyor oluşu dolayısıyla önemlidir. Müellifin Altın Orda Devleti’nin Rus Knezliklerini yok olmaktan kurtardığını ve daha sonra onların merkezi bir devlet kuracak yapıya ulaşmalarını temin ettiklerini iddia ederek orijinal bir yaklaşım sergilediği görülmektedir. Ona göre Rus tarihçilerin iddia ettikleri gibi, Altın Orda hâkimiyetinin Rus Knezlikleri için bir yıkım yahut geri kalmışlık neden olmamıştır, aksine onların gelişmesine ve uluslararası arenada önemli bir konuma gelmesine yol açmıştır.

Sibirya Steplerinden Karpat dağlarına kadar geniş bir coğrafyada hüküm sürmüş olan bu devlet hakkında kısıtlı bilginin bulunması ve kaynakların Türkçe dışında dillerde bulunuyor oluşu ve bu alanda bir vukufiyete ihtiyaç oluşu dolayısıyla çok az incelemeye tabi tutulmuş olan Altın Orda Devleti’nin tarihine hasredilmiş bu eser, hem kaynaklarının orijinalliği, hem ortaya koyduğu yaklaşım hem de muhatap bütün coğrafyadaki unsurların istifade edebileceği bir nitelikte kaleme alınmış olması dolayısıyla dikkat çekmektedir.. Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu Sosyal Bilimler dalındaki ödülle birlikte 100.000 Türk Lirası’nın da sahibi oldu.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Kamu-Sanayi-Üniversite İşbirlikleri Modeli: Başarı Üçgeni

$
0
0

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi’nin (IICEC) ev sahipliğinde Dünya Enerji Görünümü 2019 Raporu’nun (World Energy Outlook 2019) Türkiye tanıtımının da yapıldığı enerji konferansı 20 Aralık 2019 Cuma günü Istanbul’da gerçekleştirildi.

“Sabancı Üniversitesi’nin 20. Yılında ‘Uluslararası Araştırma Merkezi’ kimliğine yakışır şekilde bugün IICEC’in 10. konferansını gerçekleştiriyoruz” diyerek açılış konuşmasına başlayan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Uluslararası Enerji Ajansı’nın her yıl hazırladığı, dünya liderlerinin ve sektörün başucu kitabı olan Dünya Enerji Görünümü Raporunun (World Energy Outlook) Türkiye lansmanına, IICEC’in bir kez daha ev sahipliği yapmasından mutlu olduklarını belirtterek“Bu referans niteliğindeki raporun, IICEC çatısı altında paylaşılması da bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır.” dedi.

IICEC’in uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve kapsamlı bir modelleme ile gercekleştirdiği Türkiye Enerji Görünümü (Turkey Energy Outlook) çalışmasında da önemli bir aşamaya gelindiğini belirten Güler Sabancı, şöyle konuştu: “Dr. Fatih Birol’un yönlendirmeleriyle gerçekleştirilen bu çalışmayı önümüzdeki yıl içinde açıklayacağımızın müjdesini de burada vermek isterim. Bu çalışma Türkiye için bir “ilk” olacak. IICEC bu çalışmayı tüm sektör paydaşların değerli katkılarıyla ‘ortak bir akılla’ gerçekleştiriyor. Tamamlandığında, ülkemizin ve enerji sektörümüzün geleceği için, 2040 yılına kadar olan dönemi kapsayan, uzun vadeli ve büyük resmi ortaya koyan, önemli politika, yatırım ve karar süreçlerine katkı sağlayacak çok değerli bir çalışmayı hayata geçirmiş olacağız.”

Elektrik Sektöründe 100 Milyar Doları Aşan Yatırım Yapıldı

Stratejik önem taşıyan enerji sektörünün başta Enerji Bakanlığı olmak üzere tüm düzenleyici ve karar alıcı kurumların adımlarının kritik bir öneme sahip olduğunu hatırlatan Güler Sabancı, “Elektrik sektöründe 100 milyar doları aşan yatırımlarla kurulu gücümüzün yaklaşık 3 kat artması, yenilenebilir enerji alanında YEKA modeliyle yapılan atılımlar, elektrik üretiminde yerli kaynak payında sağladığımız güçlü artış ve operasyonel mükemmellik ve arz kalitesi kazanımları, sektörümüzün geleceği için son derece önemli gelişmeler olmuştur. Ancak elbette hala gidecek yolumuz var. Yıllık 300 teravatsaati aşan elektrik tüketiminde hem arz hem de talep tarafında fiyatlama önem taşıyor. Hem mevcut hem de yeni yatırımlar için öngörülebilirlik ve finansal sürdürülebilirlik üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz. Enerji sektörünü, tüketim de dahil her halkada daha verimli işletmek durumundayız. Bunlarla birlikte, enerji verimliliği ve karbon yoğunluğunun azaltımına katkı sağlayacak teknolojileri desteklemeliyiz. Önümüzdeki dönemde tüm paydaşların, işbirliği içinde bu alanlara odaklanması gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

Kamu - Sanayi - Üniversite İşbirlikleri Modeli: Başarı Üçgeni

“Teknolojinin etkisiyle hızla dönüşen bir enerji ekosistemine doğru ilerliyoruz” diyen Güler Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak değişmeyen bir unsur var: İnsan. Ülkemizde enerji denildiğinde, 500 binin üzerinde çalışanı, kamu kurumları, özel sektör, STK ve üniversiteleri ile çok geniş bir ekosistemden bahsediyoruz. Dolayısıyla, gelecek için en önemli değerimiz, “yetişmiş insan kaynağımız”dır. Bu noktada, pek çok alanda olduğu gibi enerjide de kamu-sanayi-üniversite işbirliklerini çok önemsiyoruz. Bu bakış açısı ile IICEC, “üçlü sac ayağı” modeli üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Buna “Başarı Üçgeni” de diyebiliriz. Önümüzdeki dönemde de yüksek katma değerli, bilgi ve teknoloji yoğun proje ve işbirliklerine odaklanmayı sürdüreceğiz. Sektörümüzü, enerji kaynaklarımızın yanı sıra insan kaynaklarımızı ve teknolojiyi de daha etkin şekilde kullanarak, daha iyi bir geleceğe taşımalıyız. Stratejik ve operasyonel çalışmalarımızı, yatırımlarımızı ve politikalarımızı büyük resme ve bu resmi inşa edecek insanlara odaklanan bir anlayışla yürütmek, hepimizin önceliği olmalıdır.”

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

3. KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması İçin Başvurular Başladı

$
0
0

Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunlarının ödüllendirildiği ve üçüncüsünün bu yıl düzenlediği KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması’nın başvuruları başladı.

KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması; ilkokul, ortaokul ve lise eğitim düzeylerinde, bilişim teknolojilerinin eğitimdeki önemini ve katkısını vurgulamak, bu alanda fikir üreten, dijital oyun geliştiren ve uyarlama yapan kişi ve kurumların çalışmalarına güç katmak ve yetişmekte olan kuşakları özendirmek amacıyla düzenleniyor.

Yarışma sayesinde, Türkiye’de matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunları ödüllendirilerek eğitim sistemindeki yerini alacak. Aralık ayında başlayan başvurular 30 Ocak 2020 tarihinde sona erecek. İki kategoride gerçekleşecek yarışmaya, matematik ve fen bilimlerinde eğitici ve öğretici özellik taşıyan dijital oyun ya da dijital oyun fikri üretenler katılabilecek.

Eczacıbaşı Topluluğu’nun ana sponsorluğunu üstlendiği KOD Ödülleri yarışmasının destek sponsoru ise Netmarble oldu. Netmarble EMEA Yönetim Kurulu Başkanı Barış Özistek 3 yıl önce eğitim alanında bir değişim ve dönüşüm ortaya çıkarmak için büyük bir inançla yola çıktıklarını belirterek, KOD Ödülleri’nin üçüncüsüne ulaşmayı başardıkları için daha umutlu olduğunu belirtti. Dünyada pek çok sektörde yıkıcı teknolojilerin hakim olduğunu ancak eğitim sektöründe bu değişimin yaşanmadığına dikkat çeken Özistek, “Dünyada eğitim hala tahta karşısında ve sınıflarda oturarak yapılıyor. Yakın gelecekte eğim sektörü de yapay zekadan, blok zincir teknolojisinden hareketle yıkıcı teknolojilerin etkisine girecek. KOD Ödülleri’yle birlikte ülkemizde bu değişime ve dönüşüme öncülük etmeye çalışıyoruz. Netmarble olarak bu çabaya destek vermekten dolayı mutluyuz. Yaratıcı fikirleri ve yeteneklerini eğitim oyunları ile taçlandırmayı hayal eden herkesi KOD Ödülleri’ne katılmaya davet ediyorum” diye konuştu.

Yarışma jürisinde, TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, Netmarble EMEA CEO’su Barış Özistek, Purple PAN Creative Agency Kurucusu ve Kreatif Direktör Ozan Aydemir, Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Güven Çatak, Türkiye İş Bankası Yetenek Yönetimi Bölümü Müdür Yardımcısı Niyazi Arda Aygül, ve İstanbul Enka Okulları Ortaokul Müdürü Dr. Özlem Mecit yer alıyor.

KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.kododulleri.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TİM, İhracatı İnovasyonla Taçlandırmak İçin Akademisyenlerle Buluştu

$
0
0

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ülkemizde inovasyonu ve geleceği konuşmak için Türkiye’nin önde gelen 28 üniversitesinin rektörü ve 25 teknoparkın genel müdürleriyle bir araya geldi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi, ülkemizde inovasyon ekosisteminin en büyük buluşması olan Türkiye İnovasyon Haftası etkinliğine yeni bir bakış açısı kazandırmak için çalışmalarına devam ediyor. TİM, Nisan ayında gerçekleşecek etkinlik öncesinde aralarında Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran S. İnan, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin’in aralarında olduğu 28 üniversitenin rektörü, rektör yardımcıları ve 21 teknoparkın genel müdürleri ile bir araya geldi. İnovasyon Haftası 2020 hakkında akademisyenlerin görüşleri alındı. Katılımcı rektörler, teknopark ve TTO müdürleri, etkinliğin stratejik partnerleri, TİM Danışmanları ile İnovasyon Komitesinin temsilcileri ise Türkiye İnovasyon Haftası 2020 etkinlik içeriğinin zenginleştirilmesi adına görüşlerini dile getirdi.

Toplantının açılış konuşmasını yapan TİM Başkanı İsmail Gülle, İnovasyon Haftasını bu yıl kapsamını daha da genişleterek, nisan ayında İstanbul’da gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi. İnovasyon Haftasını oluştururken akademik camianın da fikirlerine başvurduklarını dile getiren İsmail Gülle, “İnovasyon Haftasını planlarken akademisyenlerimizin fikirlerini almaya, işin mutfağında olan teknoparklarımızın ve teknokentlerimizin tecrübelerinden yararlanmaya özellikle önem veriyoruz ve doğal paydaşlarımız olarak görüyoruz. Etkinliğimizin başarıya ulaşması için sunacakları katkılar bizim için büyük önem taşıyor. Üniversitelerimiz bünyesinde bulunan teknoparklar, teknokentler, teknoloji transfer ofisleri, kuluçka merkezleri, araştırma merkezleri, inovasyon ve girişimcilik merkezleri ve bünyelerindeki firma temsilerinin de aktif katılımları için, kıymetli desteklerinizi bekliyoruz. Tüm paydaşlarımızdan, kendilerine ayrılacak alanlarda başarılı, yenilikçi, iddialı projelerin sergilenmesi için özel bir çaba bekliyoruz. Stantlarda üniversite ve teknokent bünyesinde yapılan projelerden en az bir proje sergilenmesi en büyük temennimiz.”

Hedeflerinin ihracat hacmini katma değer ve teknolojik yoğunluk bakımından artırarak daha nitelikli hale getirmek olduğunu belirten İsmail Gülle,“İhracatımızın hacim artışı kadar, katma değer ve kalite olarak da artması, kilogram değerini yükseltirken, fiyat rekabetinin de ötesine geçmemize olanak sunuyor. Artık geleneksel hale getirdiğimiz ve ülkemizin en kapsamlı uluslararası etkinliği haline gelen İnovasyon Haftamız, bu yüzden bizler için büyük önem taşıyor.” dedi.

2012 yılından bu yana İnovasyon Haftalarında, firmalardan öğrencilere, üniversitelerden girişimcilere her kesimi aynı çatı altında toplayan bir organizasyonu hayata geçirdiklerini aktaran İsmail Gülle şunları söyledi:“Dünyada ve Türkiye’de fark yaratan uluslararası profesyonelleri, sanayicileri, akademisyenleri ve üniversite öğrencilerini İstanbul’da bir araya getirerek, uluslararası bir ekosistem oluşturmayı başardık. Küresel ölçekte, alanında uzman çok sayıda konuşmacı ve Türkiye’de inovasyon adına faaliyet gösteren tüm firmalar artık Türkiye İnovasyon Haftası çatısı altında, bir araya gelmeye başladı. 7 yılda; 140’ı yabancı 570’ü ise yerli olmak üzere toplam 710 konuşmacıyı misafir ettik. Farklı yıllarda İrlanda, Hollanda, İsviçre, Finlandiya ve Fransa ile stratejik ortaklık yaparak ekosistemleri tek bir platformda buluşturduk, olası iş fırsatlarına zemin hazırladık. Her sene 140 üniversitemizden sayıları 3 bine ulaşan İnovaTİM öğrencilerimiz, gönüllü olarak aktif görev aldı. Sadece geçen yılki etkinliğimizde 45’den fazla panel ve konferansa 101 yerli ve yabancı konuşmacıya yer verdik, 40 bin ziyaretçiyi ağırladık. Yine geçen yılki organizasyonumuz,30’dan fazla Teknopark, Teknokent ve Üniversite’nin katılımı gerçekleşti. 6 Sergi ve Enstalasyon izleme imkanına kavuştuk. Bu yıl İnovasyon Haftasını daha geniş bir katılımla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Üniversiteliler Pandemiye Çözüm Bulmak İçin Seferber Oluyor!

$
0
0

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından, Türkiye’nin Makinecileri ana sponsorluğunda düzenlenen İnovasyon > Pandemi (İnovasyon Büyüktür Pandemi) temalıİnovaTİM İnovasyon Yarışması’nın başvuru süresinin dolmasına bir hafta kaldı. Son başvuru tarihi 5 Mayıs 2020 olan yarışmaya ilk iki haftada 2 bine yakın üniversite öğrencisi başvurdu.

İnovasyon > Pandemi (İnovasyon Büyüktür Pandemi) temasıyla düzenlenen yarışmada pandemi öncesi, sırası ve sonrasında oluşan ihtiyaçlara çözüm sunacak inovatif projeler aranıyor. Başvuran üniversite öğrencilerinden oluşturulacak takımlar, 5 Haziran 2020’ye kadar projelerini geliştirmek için çalışacak.

Toplam ödül 180 bin TL

Üniversite öğrencilerinden oluşan takımlar, “Pandemi Öncesi”, “Pandemi Sırası” ve “Pandemi Sonrası” olmak üzere 3 ana kategori altında yer alan 18 farklı senaryodan birini seçerek proje üretecekler. Yarışma sonunda her 3 ana kategoride birinci, ikinci ve üçüncü takım belirlenecek.

Birinci takımlar 25 bin TL, ikinci takımlar 20 bin TL, üçüncü takımlar 15 bin TL para ödülünün sahibi olacak. Dokuz takımın dereceye gireceği yarışmada toplam 180 bin TL para ödülü dağıtılacak.

Takımları özgelecek algoritması belirleyecek

İnovasyon > Pandemi temalı İnovaTİM İnovasyon Yarışması’nın her aşaması dijital platform üzerinde ilerliyor ve yarışma katılımcılarının fiziken bir araya gelmesi gerekmiyor. Yarışmaya katılmak isteyen üniversite öğrencilerinin ilk adımda Karga Karga isimli uygulamayı akıllı telefonlarına indirmeleri ve kayıt olmaları gerekiyor.

Yarışmaya başvuran gençler, kişisel bilgilerini girmenin yanı sıra yetkinlikleri, birikimleri ve ilgi alanlarına dair bilgileri de paylaşacaklar. Bu bilgiler, Özgelecek Algoritması adı verilen sistem tarafından otomatik olarak değerlendirilecek ve başvuranların yetkinliklerine göre eşleştirmeler yapılarak 4’er kişilik takımlar oluşturulacak.

Takım üyeleri, Karga Karga uygulaması üzerinden proje fikirlerini iletecekler. Proje fikirleri üzerinden yapılacak değerlendirmede ikinci aşamaya geçmeye hak kazanan takımlar belirlenecek. İkinci aşamada takımlardan proje sunumları beklenecek. Proje sunumu oluşturma sırasında takımlara dijital ortamda mentorluk desteği de verilecek. Takımlar, proje sunumlarını 5 Haziran 2020’ye kadar sisteme yükleyecekler. Jüri, sunumlar üzerinden değerlendirme yaparak dereceye giren takımları belirleyecek.

Yarışmayla ilgili bilgiler #İnovasyonBüyüktürPandemi hashtagiyle sosyal medyadaki @inovatimtr, @turkihracat, @turkiyeihracatcilarmeclisi, @trihracatcilarmeclisi, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve @turkiyeninmakinecileri hesaplarından da paylaşılacak.

Haberimizi üniversiteli okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! 2020 Ödülleri Sahiplerini Buldu

$
0
0

Türkiye genelinde yenilikçi bakış açısını yaygınlaştırmak ve girişimcilik dönüşümünü tetiklemek amacıyla 2011'den bu yana düzenlenen TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! Girişimcilik Programı'nın 2020 girişimleri arasından para ödülü ile desteklenecekler 9 Temmuz tarihinde gerçekleşen dijital ödül töreninde belirlendi. Programın bu seneki birincisi “E-PLAYOUT”, ikincisi “ALGAE BİODİESEL” ve üçüncüsü “WASTESPRESSO” oldu.

Türkiye'nin 80 ili ve 183 üniversitesinden başvuru alan, Türkiye'nin en yaygın erken aşama girişimcilik programı TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!'ın 2020 Ödül Töreni 9 Temmuz Perşembe günü (bugün) çevrimçi ortamda gerçekleşti.

Ödül Töreni'nde jüri üyeliğini TÜSİAD Başkanlar Konseyi Üyesi ve Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Girişimcilik ve Gençlik Yuvarlak Masası Başkanı İrem Oral Kayacık, Turcas Petrol AŞ ve Olmuksan International Paper Yönetim Kurulu Üyesi Lale Ergin ve UiPath Avrupa Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen üstlendi. TÜSİAD jürisinin yanı sıra girişimcilik ekosistemi paydaşlarından oluşan 26 kişilik ön jüri ağının katıldığı oylama sonucu, Ödül Töreni'nde sahne alan “Algae Biodiesel”, “E-Playout”, “FluAI”, “Plastic Move” ve “Wastespresso”girişimlerinden; 

  • Dünyanın yükselen trendi e-spor üzerine, Türkiye'de spor sektörü ve oyuncularının buluşmaya yeri olmaya aday bir platform tasarlayan E-PLAYOUT birincilik;
  • Atık su ve baca gazlarını mikroalgler yardımıyla arıtarak karbon nötr biyodizel üreten ALGAE BİODİESEL ikincilik;
  • Kahve atıklarından doğada 60 günde çözünebilen tek kullanımlık plastikler üreten WASTESPRESSO ise üçüncülük ödüllerini kazandı.

Sunuculuğunu Özlem Gürses'in üstlendiği Ödül Töreni'nin açılış konuşmasını TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski yaptı. Kaslowski konuşmasında, TÜSİAD'ın girişimciliğe verdiği önem ve bu alandaki çalışmalarına değinerek; “Covid-19 hepimizi önümüzdeki yüzyılı şekillendirecek değişimlerin yaşandığı bir bilinmezliğe itti. Bu süreci iş dünyası açısından değerlendirdiğimizde işlerin geleceği konusunu ele alırken en beklenmeyen aykırı senaryoları bile dikkate almamız gerektiğini anladık. Şirketler olarak iş yapış şekillerimizi yeniden gözden geçirdiğimiz ve adeta bir dijital dönüşüm ve inovasyon sınavından geçtiğimiz bu dönemde, girişimciler ile kurulan işbirliklerinin önemi arttı.  Çokça kez gündeme getirdiğimiz startup - büyük şirket işbirliklerinin desteklenmesinin ülke ekonomisi ve istihdam açısından kritik önem taşıdığını bu sayede tecrübe ettik. Bu dönemin bir başka önemli gelişmesi ise girişimcilik ekosistemimiz ilk unicornu'nu çıkarması oldu. Birçok girişimciye büyük başarıların yılmadan denemeye devam edenler tarafından gerçekleştirildiğini ve bahane üretmenin hayattaki en büyük düşman olduğunu gösterdi”dedi.

Ödül Töreni'nde ayrıca, TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!'ın 2020 girişimcileri arasında en çok öğrencisi bulunan İstanbul Üniversitesi'ne TÜSİAD Girişimcilik Bayrağı verilirken, Şubat ayından bu yana TÜSİAD rehberleri ile çalışarak şirketleşme sürecine gelen 2020 yarı finalistlerinin projelerini tanıttıkları bir proje pazarı da düzenlendi.

BASF Türkiye'nin ana sponsorluğunda gerçekleştirilen TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var! 2020 Girişimcilik Programı'nın diğer sponsorları arasında Yeditepe Üniversitesi, Allianz Türkiye, Mazars Denge, Yapı Kredi, Eczacıbaşı Holding, Gürsan Teknik, Ege Palas, Ünlü & Co ve Yemek Sepeti bulunuyor. 

Fırsatlar ve ödüller

75.000 TRY'lik Birincilik Ödülünü kazanan: E-PLAYOUT 

Kendini geliştirmek isteyen e-spor oyuncularını ve takımlarını; matematik özel dersi alır gibi e-spor eğitimi alabileceği profesyonel/tecrübeli e-spor oyuncuları ve koçları ile bir araya getiren bir platformdur.
Ekip üyeleri: Berkay Kani, Mehmet Ali Umar, Hasan Ramazan Yurt 
Rehberi: Müjdat Altay, Netaş CEO'su

50.000 TRY'lik İkincilik Ödülünü kazanan: ALGAE BIODIESEL

Atık su ve baca gazlarını mikroalgler yardımıyla arıtarak, bu kaynaklardan karbon nötr biyodizel üretmektedir. Bu sayede küresel ısınmaya sebep olan çevresel sorunları azaltmayı hedeflemektedir. 
Ekip üyeleri: Selen Şenal, Zeynep Ecem Baskı, Mihriban Demir
Rehberi: Harika Güral, Güral Porselen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

25.000 TRY'lik Üçüncülük Ödülünü kazanan: WASTESPRESSO

Tüm kahve zincirlerine özel olarak geliştirdikleri teknolojik kompostlama yöntemi ile kahve atıklarından doğada 60 günde çözünebilen tek kullanımlık plastikler üreterek, müşterilerinin atık yönetimini yapmakta ve çevresel değer yaratmalarını sağlamaktadır.
Ekip üyeleri: Cavid Bayramlı, Mine Okyay, Selcan Çatal, Seyid Kadir ve Kerem Acar
Rehberi: Neyran Bahadırlı, Uber Türkiye Genel Müdürü

www.bugenclikteisvar.com web adresini ziyaret ederek “TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var!” Girişimcilik Programı hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz. Girişimcileri tebrik ediyor, haberimizi  tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Patentleri Sanayi İle Buluşturan PATİCA Programı Başladı!

$
0
0

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin teknoloji transfer ara yüzü olarak hizmet vermek amacıyla kurulan İTÜNOVA TTO, TOSB (Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi) İnovasyon Merkezi iş birliği ile PATİCA-Patent Ticarileştirme Programı’nı hayata geçirdi. PATİCA programı ile üniversite bünyesinde geliştirilen buluşların sanayi ile buluşturularak, yeni iş birliklerinin yolunun açılması hedefleniyor. Hayata geçirilen iş birliği hakkında konuşan TOSB İnovasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Burhanoğlu, “İçinde bulunduğumuz bu dönemde ulusal ve uluslararası pazarda rekabet edebilmek için sektörün yenilikçi ürünlerle güçlenmesi kaçınılmaz bir unsur haline geldi. Özellikle değerli akademisyenlerimizin patentlerini tanıtmaları ve sektöre yönelik fayda sağlamaları bizler için çok önemli. Bu yolda İTÜNOVA TTO iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz PATİCA programının üniversite-sanayi iş birliğine büyük katkı sunacağına inanıyoruz” dedi.

TÜBİTAK’tan yüzde 75’e kadar mali destek

Konuyla ilgili konuşan İTÜ Ar-Ge’den Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Alper Ünal, “Üniversitemizin hedeflerine göre önceliklerimiz; araştırma, inovasyon, nitelikli insan kaynakları, sanayi iş birliği ve yüksek teknoloji üretiminin artmasıdır. Bu kapsamda üniversitemizde geliştirilen buluşların sanayiye tanıtılması ve özel sektör iş birliklerinin çoğalması için başlatılan PATİCA programının oldukça verimli olacağına inanıyorum” dedi. İTÜNOVA TTO Genel Müdürü Ekrem Özcan ise şunları söyledi; “23 Haziran’da başlattığımız PATİCA programı ile akademisyenlerimiz patentlerini tanıtmaya başladı. PATİCA programı ile patentleri sanayi kuruluşları ile buluşturmayı ve yüzde 75’e kadar mali destek sağlayan TÜBİTAK Patent Lisans Çağrısı için iş birliği oluşturmayı hedefliyoruz. Farklı sektörlere yönelik buluşların anlatılacağı program ile patente dayalı iş birliklerin de yolunu açacağız. Ayrıca Anadolu’daki üniversitelerden patenti olan akademisyenleri de programa dahil ederek onların da sanayi ile buluşmalarına destek vereceğiz.”

PATİCA programı ile 100 patentin akademisyenler tarafından sanayi firmalarına sunum yaparak tanıtımlarının sağlanması hedefleniyor. Buna ek olarak üniversitelerde, araştırma kurumlarında ve teknoloji geliştirme bölgelerinde geliştirilen patentli teknolojilerin sanayiye aktarılmasını sağlamak için işbirlikleri oluşturularak TÜBİTAK’ın Patent Lisans Çağrısına başvurmaları amaçlanıyor. Bu çağrı kapsamında farklı kriterlere göre patent sahibine yapılan lisans/devir bedellerinde yüzde 75’e varan geri ödeme sağlanıyor.

Programda sunulan patentleri incelemek için;
http://www.itunovatto.com.tr/tr/etkinlikler/patica-patent-ticarilestirme-programi_9133

İTÜNOVA TTO Hakkında

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin teknoloji transfer ara yüzü olarak hizmet vermek amacıyla kurulan
İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ‘bilgi’yi sanayi ile buluşturmayı ve ticarileştirmeyi
hedeflemektedir. İTÜ’de geliştirilen akademik çalışmaları ve yeni teknolojileri, sanayinin ihtiyaçlarını
karşılamak ve ülkemizin ulusal kalkınmasına katma değer sağlamak amacıyla sanayiye sunmaktadır.
Kuruluşundan bu yana oldukça önemli başarılara imza atan İTÜNOVA TTO, 200’ün üzerinden patent
ve 700’ün üzerinde proje hayata geçirmiştir.

TOSB İnovasyon Merkezi Hakkında

TOSB İnovasyon Merkezi; başta TOSB’daki firmalar olmak üzere otomotiv sektöründeki firmalarımızın
yeni teknolojileri hızlı bir şekilde deneyimlemesi adına ortam sunmak, başarılı startuplar ile bir araya
getirerek startupları otomotiv sektörüne kazandırmak, otomotivdeki dönüşüme liderlik etmek, sektörde
ve girişimcilik ekosisteminde ‘akıllı para’nın gelişimini sağlamak amacıyla TOSB ‘da kurulmuştur.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

MESS Kodlama Eğitimlerine, 20 Milyon Öğrenci Erişebiliyor

$
0
0

Türkiye ekonomisinin lokomotifi metal sanayinde faaliyet gösteren 241 şirketi temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS); 2 yıla yakın süredir üye işyerlerindeki çalışanların ortaokul ve lisede eğitim gören çocuklarına kodlama eğitimleri veriyor. MESS, COVID-19 salgınıyla başlayan karantina döneminde eğitimlerin kapsamını ilkokul öğrencilerine de hitap edecek şekilde genişleterek online platforma taşımıştı. Bugüne kadar 15 bini aşkın çocuğun eğitimlerden yararlanması sağlandı.

MESS’in Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile imzaladığı 5 yıllık protokol kapsamında ise eğitimlerin içerik kalitesi ve müfredata uygunluğu tescillendi. Bu eğitimlerin tamamı, MEB’in online eğitim platformu olan Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA)yüklendi. MESS kodlama ve 3 boyutlu tasarım eğitimleri; başlangıçtan ileri düzeye kadar dört seviyede, toplam süresi 34 saati bulan 248 online videodan oluşuyor. Eğitimler; kodlama ve 3 boyutlu tasarım alanlarında kendini geliştirmek isteyen milyonlarca öğrencinin online erişimine açık olacak.

EBA’nın içeriğine MESS’ten pratik destek

Salgın nedeniyle gerçekleştirilen uzaktan eğitimler sayesinde dünyanın en çok ziyaret edilen altıncı eğitim sitesi olan EBA, MESS’in kodlama eğitimlerinin geniş öğrenci kitlelerine ulaşmasını sağlayacak. EBA’da yer alan kodlama içerikleri, konuların videolarla ve uygulamalı olarak anlatıldığı MESS’in eğitimleriyle pratiğe taşınacak. Eğitimleri tamamlayan öğrenciler kendi masa üstü uygulamalarını tasarlayıp üretebilecek.

MESS kodlama eğitimleri, öğrencilerin ders dışı içeriklerle kendilerini geliştirmesine ve dijital okur-yazarlığın artırılmasına önemli katkı sağlıyor. MESS eğitimlerinde, kodlamayla ilgili temel kavramlardan başlayan ve çok talep gören yazılım dillerine kadar uzanan kapsamlı bir içerik yer alıyor. Başlangıç seviyesindeki öğrencilere yönelik kurslar arasında; Scratch, Kodu, Microbit gibi eğitimler bulunurken, ileri seviyedeki öğrenciler; Wordpress, HTML, CSS ve AutoCAD 2020 gibi programların eğitimlerini takip edebiliyor. Web yazılımları ve görselleştirme çalışmaları için uygulama geliştirmeyi, veri analizi yapmayı deneyimliyor. Eğitimler sayesinde, kendi mobil uygulamalarını tasarlayabiliyorlar.

www.eba.gov.tr portalından eğitimlere ulaşabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yeni Mezun Girişimcilere Yıldız Kuluçka Desteği

$
0
0

Yıldız Teknopark Kuluçka Merkezi, ticarileşme potansiyeli yüksek ve yenilikçi fikre sahip girişimcilere pek çok avantajlar sağlıyor. Merkez, mezuniyetlerinin hemen ardından şirketleşen ve bugün rol model olarak gösterilen pek çok girişimcinin ilk durağı olmaya devam ediyor.Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, “Girişimci olmak isteyen gençleri fikirlerini hayata geçirmeleri için Yıldız Kuluçka Merkezi’ne davet ediyoruz.” diyor.

Türkiye’de bulunan 200’ün üzerinde üniversiteden her yıl 900 binden fazla öğrenci mezun oluyor. Mezunlar için öğrencilik hayatı sonrasında iş hayatı maratonu başlıyor. Çoğu, mezuniyetin hemen akabinde aktif iş arayışına başlayan bu gençler arasında akademisyen olmak isteyenler gibi kendi fikri olup girişimci olmak isteyenler de var. Üstelik başarılı Türk girişimcilerin hikayeleri, girişimci olmak isteyen gençlerin sayısını her geçen gün arttırıyor. Ancak iş fikri olup bunu nasıl hayata geçireceğini bilemeyen gençlerin sayısı da oldukça fazla. Yeterli bütçeyi oluşturabilmek ise işin bir başka sıkıntısı. Türkiye’de belli başlı kurumların desteği ile kurulan kuluçka merkezleri ise girişimin gelişiminde gençlere yardımcı oluyor.

Türkiye’nin en büyük kuluçka merkezi olan Yıldız Teknopark Kuluçka Merkezi, ticarileşme potansiyeli yüksek ve yenilikçi fikre sahip tüm girişimcilere kapısını açıyor.Öyle ki merkez, mezuniyetlerinden hemen sonra şirketleşen ve bugün rol model olarak gösterilen pek çok girişimcinin ilk durağı olmuş.

Örneğin, güneş enerjisiyle çalışan tekne geliştiren Navarc kurucu ortakları Kaan Gölçek ve Rahim Can Peker, plastik parçalayan bakteri geliştiren Geneon kurucusu Begüm Esra Aytan, eğitim teknolojileri alanında başarılı işler yapan Ecodation’ın kurucu ortakları Ahmet Deniz ile Hüseyin Gürhan Temiz ve uzun ömürlü siperlik projesi TÜBİTAK tarafından desteklenen Ferge’nin kurucusu Fatih Erdoğmuş, mezuniyetlerinin hemen ardından Yıldız Teknopark Kuluçka Merkezi kapısından girerek başarıya imza atmış girişimciler arasında yer alıyor. Amaçlarının bu örnekleri daha da artırmak olduğunu söyleyen Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, “Girişimci olmak isteyen gençleri fikirlerini hayata geçirmeleri için Yıldız Kuluçka’ya davet ediyoruz.” diye konuşuyor.

GİRİŞİMCİLERE SAĞLANAN OLANAKLAR

4 bin 500 metrekarelik alanı ile şu an Türkiye’nin en büyük kuluçka merkezi olan Yıldız Teknopark Kuluçka Merkezi’nde şu an 140’a yakın şirket faaliyetlerine devam ediyor. Faaliyette olan kuluçka şirketlerinin yüzde 25’inin okul mezuniyetinden hemen sonra Yıldız Kuluçka’da şirketleşerek Ar-Ge faaliyetlerine başladığını söyleyen Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof.Dr. Mesut Güner, “Ar-Ge içeren iş fikirleri Yıldız Kuluçka’nın önceliği ve olmazsa olmazıdır.” diye konuşuyor.

Yıldız Kuluçka Merkezi’ne başvuru yapan girişimcilerin ön kuluçka ve kuluçka olmak üzere iki farklı süreçte değerlendirildiğinin altını çizen Prof. Dr. Güner, şirketleşmeye hazır olmayan girişimcilerin ön kuluçka sürecine, şirketleşmeye hazır olan girişimcilerin ise kuluçka sürecine tutulduğunu aktarıyor.

Yıldız Teknopark’ta sadece akademik girişimcilere özel akademik kuluçka programının da yer aldığının üzerinde duran Güner konuşmasını şöyle sürdürüyor:

“Girişimcilere kapsamlı destekler sunuyoruz. Yıldız Kuluçka’da bulunan girişimcilerimize hem ön kuluçka hem de kuluçka programında bulunma imkanı tanıyoruz. Bu programlarda girişimcilere fikrin oluşumundan fon bulunmasına, projenin yazımı, yönetimi ve yürütülmesinden paydaşların bir araya getirilmesine kadar fikri, sinai hakların yönetimi, bunların ekonomik katkıya dönüşmesi, ticarileştirilmesi konularında destekler sunuyoruz. Ücretsiz ofis, mentörlük, eğitim, ulusal ve uluslararası fonlara yönlendirme, yatırımcı görüşmeleri sağlama, prototip atölyesi kullanımı gibi destekler sunarak şirketlerini büyütmelerine yardımcı oluyoruz. Yıldız Teknopark olarak girişimcilerimize farklı konularda da etkinlikler yapıyor, eğitimler düzenliyoruz; şirket değerleme yöntemleri, patent süreçleri gibi gelişimlerine katkı sunmayı amaçlıyoruz. Hedefimiz firmaların hızlı şekilde büyümesi. Büyük holdinglerin teknolojinin hızına yetişmesi ve her konuda Ar-Ge yapması mümkün değil. Start up firmalarının hızlı şekilde büyüyerek bu büyük firmalarla ortak çalışmalar yapması ile teknoloji çok daha hızlı hayata geçebiliyor.”

FARK YARATAN ÖZELLİKLERİ

Diğer kuluçka merkezlerinde ağırlıklı olarak kullanılan açık ofis yerine, Yıldız Kuluçka Merkezi’nde bulunan şirketlere 1 yıl ücretsiz kapalı ofis olanağı da sunuluyor. Bu da verimli çalışmayı ve daha profesyonel bir görünüm ile motivasyonu yüksek çalışmaları destekleyici bir unsur. Bunun dışında Yıldız Kuluçka Merkezi’ni diğer kuluçka merkezlerinden ayıran başka özellikler de var.

Prof. Dr. Mesut Güner bu özellikleri işe şu sözlerle anlatıyor: “Özellikle malzeme, nanoteknoloji ve donanımsal ürünler alanlarında ciddi projelerimiz var. Bu seviyede altyapı desteği sağlayabilen tek kuluçka merkeziyiz. Donanımsal ürünlerin çalışılabileceği, kuluçkaların fikirlerinin hayata geçirebileceği fiziksel altyapıyı sağlıyoruz. Yıldız Teknopark olarak fikirlerini ürüne dönüştürmek isteyen girişimci, akademisyen ve öğrencilere imalat konusunda her türlü desteği ücretsiz Yıldız Prototip Atölyesi’nde sunuyoruz. Atölyenin sahip olduğu gelişmiş üretim olanakları, girişimcilerin projelerini hayata geçirmeye yardımcı oluyor. 15 proje ile başlayan ve bugün sayısı 160’i aşan projeye ev sahipliği yapan Yıldız Prototip Atölyesi, Yıldız Kuluçka firmaları, Yıldız Teknik Üniversitesi akademisyenleri ve öğrencileri tarafından yürütülen projelerin uygulamaya dönüştürülerek, hayata geçirilmesine katkı sağladı. 400 metrekarelik alan üzerine kurulu olan atölyede ayrıca 100 metrekarelik açık ofis alanı da bulunuyor.”

SİLİKON VADİSİ’NDE DE MERKEZİ VAR

Güner, beş üniversite ile iş birliği yaparak Silikon Vadisi’nin ilk Türk kuluçka merkezi olan Starcamp Uluslararası Kuluçka Merkezi’ni hayata geçirdiklerinin bilgisini de paylaşıyor.

Dünya girişim sermayesinin yüzde 30’unun bulunduğu Silikon Vadisi’nde bulunan Starcamp ile Türkiye’de teknoloji geliştiren bütün firmalara yenilikçi ve teknolojik ürünlerini ABD pazarına ve burası üzerinden de uluslararası pazarlara taşıma ve ihracatı artırma fırsatı sunuluyor.

Bu kapsamda firmalara ABD’de şirket kuruluşu, yasal tebligat adresi, sanal ve fiziksel ofis alanı, sanal ABD telefon hattı, posta ve kargo takibi, mali ve hukuki danışmanlıklar, yatırımcı eşleştirme gibi birçok alanda hizmet sağladıklarına vurgu yapan Güner konuşmasını şöyle sürdürüyor:

“Şimdiye kadar 50 Startup’a Hızlandırma Programı, 30 firmaya heyet, 40 şirket kurulumu, 20 yatırımcı süreci gerçekleştirildi. Şu anda Starcamp’de faaliyet gösteren firmaların yıllık ihracat rakamı 1 milyon doları aşmış bulunuyor. Ayrıca oluşturduğumuz geniş network sayesinde firmaların satış veya yatırım için ihtiyaç duyacakları kontaklara erişebilmelerini de kolaylaştırıyoruz. Bütün bunlara ek olarak firmaların ABD pazarını tanıyabilmeleri ve buraya açılma kararlarını kolaylaştırıcı etki yapan birçok etkinlik düzenliyoruz. Bugüne kadar birçok hızlandırma programı, çalıştay, eğitim ve seminerler düzenledik.”

Haberimizi yeni mezun girişimci adayları başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dünya Ligleri Transferde Yerli Girişim Kullanıyor: Comparisonator

$
0
0

Dünyanın önde gelen futbol liglerindeki yüzlerce takım ve binlerce futbolcu hakkındaki güncel verilere, basit bir arayüze sahip platformdan ulaşmak mümkün mü? Boğaziçili iki öğrenci Furkan Yağız ve Umut Baran Zorlu bunu çoktan hayata geçirmeyi başardı. "Comparisonator" platformu, günler sürecek oyuncu ve takım karşılaştırmalarını saniyeler içerisinde milyonlarca veri arasından çekip kullanıcıların karşısına getirebiliyor. Yaklaşık iki yıl önce kurulan platform şimdiden dünyanın önde gelen futbol kulüpleri tarafından transferlerde kullanılıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Dreambu Kuluçka Merkezi bünyesinde faaliyet gösteren ve aynı zamanda Futbol Teknolojileri İnkübasyon Merkezi guttobizLAB’in de girişimlerinden biri olan "Comparisonator" platformu, Scouting Uzmanı Tarkan Batgün’ün öncülüğünde, Boğaziçili lisans öğrencileri Furkan Yağız ve Umut Baran Zorlu’nun yoğun emekleriyle yaklaşık iki yıl önce kuruldu. Ücretli üyelikle hizmet sunan platform, 271 dünya liginden binlerce sporcunun performansını tüm ayrıntılarıyla analiz ederek, kolay ve anlaşılır arayüzü sayesinde karşılaştırma imkanı veriyor.

Profesyonelleri hedefleyen platform şimdiden Beşiktaş, Galatasaray gibi kulüplerin yanı sıra, Fortuna Sittard, KV Mechelen ve Rapid Wien gibi Avrupalı takımlar tarafından da kullanılıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kurumsal İletişim Ofisi’nin sorularını yanıtlayan öğrencilerin hedefiyse dünyadaki transfer süreçlerini dönüştürmek ve ülkemizin teknoloji ihracatına katkı sunmak.

“ANINDA HER TÜRLÜ KARŞILAŞTIRMA MÜMKÜN”

Boğaziçi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü İkinci Sınıf Öğrencisi Umut Baran Zorlu, platformda takım ve oyuncu bazında ayrıntılı karşılaştırmaların mümkün olduğunu söylüyor. Kendini veri bilimi sevdalısı olarak tanımlayan Zorlu, Comparisonator ile yapılabilecek işlemleri şöyle anlatıyor:

“Platformda yaklaşık 4 bin takım ve bunların binlerce oyuncusunun güncel ve geçmiş yıllardaki performans verileri yer alıyor. Bu veriler sayesinde birkaç tıkla oyuncu ve takımlar arasında karşılaştırma yapmanız mümkün. Örneğin Sivasspor’da orta sahada forma giyen Mert Hakan Yandaş’ın pas ve asist yüzdelerini, hatta 3. bölgeye yaptığı başarılı pasları gibi detaylı parametrelerini, sanal transfer özelliğimiz sayesinde Hollanda’nın Eredivisie liginde benzer mevkide oynayan futbolcular arasında görebilirsiniz. Aynı ligdeki sporcular için de benzer işlemleri yapabilir, lig süresince oyuncuların performanslarını ligin geri kalanıyla karşılaştırarak performans takibi ve rakip analizi yapabilirsiniz. Platformu diğer alternatiflerinden ayıran özelliği, saatler süren karşılaştırma analizlerini saniyeler içerisinde çıkarabilmemiz. Ayrıca veri analizinde uzman olmayan kullancılar da sade ve anlaşılır yapısı nedeniyle kolayca çıkarımlar yapabiliyor. Transfer süreçlerinde rol alan karar vericilerse takımlarının ihtiyaçlarını ve bunlara hitap eden oyuncuları tespit edebiliyor. Platformumuzla dünyadaki transfer süreçlerini dönüştürürken ülkemizin teknoloji ihracatına katkı sunmak istiyoruz.”

“DÜNYA LİGLERİNDEKİ TRANSFERLERDE TERCİH EDİLİYORUZ”

Platformun bir diğer kurucusu Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü İkinci Sınıf Öğrencisi Furkan Yağız ise yaklaşık 2 yıldır gece gündüz Comparisonator için çalıştıklarını dile getiriyor. Platformun hedef kitlesinin profesyoneller olduğunu belirten Yağız, “Türkiye’nin önde gelen Scouting uzmanlarından Tarkan Batgün’ün öncülüğünde kurulan guttobizLAB’in bir girişimi olan platformumuz için yaklaşık 10 kişilik bir ekip ter döküyor.

Satış, pazarlama, destek ve işin Ar-Ge yönünü yürütmek için gece-gündüz çalışmamız gerekiyor. Profesyonelleri hedefliyoruz ve burada da saygın bir konuma gelmeyi başardık. İtalya, İngiltere, Belçika, Hollanda ve Avusturya gibi liglerdeki transferlerde profesyoneller tarafından platformumuz tercih ediliyor. Başarımız bu ülkelerin basınlarında da yer aldı. Şu anda ülkemizde ve dünyada birçok müşterimiz mevcut. Öncelikli hedefimiz Comparisonator kullanan kulüp sayısını olabildiğince artırmak. Bunun için durmaksızın kulüplerle toplantılar yapıyor ürünümüzü tanıtıyoruz. Twitter ve Instagram hesaplarımızda aktif olarak paylaşımlar yapıyor, analizler yayınlıyoruz. Şu an için hedef kitlemiz, kulüpler, menajerler ve scoutlar gibi profesyoneller olsa da, futbolla ilgilenen herkese ulaşmak istiyoruz. Taraftarların ve futbol meraklılarının kullanımı için özel bir platform üzerinde de çalışıyoruz” diye konuşuyor.

SÜPER LİG İÇİN VERİ TAHMİN OYUNU DA GELİŞTİRDİLER

Boğaziçi Üniversitesi DreamBU Kuluçka Merkezi'nde faaliyet gösteren girişimin bir diğer ürünü de "Scoutingame”. Comparisonator'ün altyapısından faydalanarak Türkiye Süper Ligi için geliştirilen veri tahmin oyunu da öğrencilerin ifadesiyle "tüm hızıyla gelişmeyi sürdürürken, futbol severler tarafından ilgiyle takip ediliyor." Ekip, futbolseverlerin her haftanın en başarılı oyuncularını tahmin ederek puan kazandıkları oyunu diğer dünya ligleri için geliştirmeyi gündemlerine aldıklarını da söylüyor.

Comparisonator hakkında daha fazla bilgi almak için comparisonator.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 757 articles
Browse latest View live