Quantcast
Channel: Girişim Haber - Eğitim / Üniversite
Viewing all 757 articles
Browse latest View live

Kadın Girişimci Yönetici Okulu’nun 27. Durağı Van Oldu!

$
0
0

Girişimci kadınların işlerini giderek büyütmek ve sürdürülebilir kılmak, yenilikçilik ruhunu, rekabetçi güçlerini artırmak hedefiyle Garanti Bankası ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) iş birliğiyle gerçekleştirilen Kadın Girişimci Yönetici Okulu’nun 27. durağı Van oldu.

Kadın Girişimci Yönetici Okulu kapsamında Van’da eğitime katılarak Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından gerçekleştirilen; işletme, müşteri ilişkileri, yönetim becerileri, finans ve insan kaynakları gibi çok çeşitli konuları kapsayan eğitim programını başarıyla tamamlayan girişimci kadınlar, Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen tören ile sertifikalarını aldılar.

2012 yılında hayata geçirilen Kadın Girişimci Yönetici Okulu projesiyle ilgili bilgi veren Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Cemal Onaran, “Sürdürülebilir bir gelecek için ekonomik ve toplumsal kalkınmadaki en önemli parçanın kadınların iş hayatı ve sosyal hayattaki gücünün artması olduğuna inanıyoruz. Bu amaçla iki binli yılların başında çıktığımız yolda; kadın girişimleri merkezine alan, onlar için bütünsel bir program geliştiren ilk özel banka olduk. Bugüne kadar olduğu bundan sonra da kamu, özel sektör ve girişimcilik ekosisteminin yakın işbirliği çerçevesinde kadın girişimcilerin önündeki engelleri kaldırmak için öncelikli olarak finansman konusuyla beraber eğitim, cesaretlendirme ve yeni pazarlara açılma olmak üzere dört temel alanda yoğunlaşmaya devam edeceğiz. Bu bakış açısıyla, kadın girişimcilik alanında kalıcı etki yaratan, uzun soluklu projeler geliştirdik ve geliştireceğiz. BÜYEM ile birlikte hayata geçirdiğimiz Kadın Girişimci Yönetici Okulu ise Türkiye’nin dört bir yanında 3 bine yakın kadın girişimciye işlerini büyütebilmeleri ve sürdürülebilir kılmaları için gerekli olan eğitimleri sunabilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bugün ise Vanlı girişimcilerimizle beraber olmaktan ve onların işlerindeki rekabetçi güçlerini arttırmak adına sağlam ilerlemeler kaydettiklerini gözlemlemenin gurur duyuyoruz.” dedi.

BÜYEM Merkez Müdürü Dr. Tamer Atabarut da görüşlerini, “Sosyal sorumluluk projesi olan Kadın Girişimci Yönetici Okulu kapsamındaki eğitimlerle, küçük ve orta ölçekli işletmelerin kurucu ortaklarının yanı sıra yönetiminde çalışan ikinci ve üçüncü kuşak kadın girişimcilere de ulaşmayı hedefliyoruz. Günümüzde işletmelerin uzun ömürlü olabilmesi ve kurumsallaşma yolunda doğru adımlar atabilmesi, ancak ‘stratejik yönetim felsefesi’ odaklı bir anlayışla gerçekleşebilir. Kadın Girişimci Yönetici Okulu’nda verdiğimiz eğitimlerin, ‘iş geliştirme’ yaklaşımını kadın girişimcilere şirket kültürü olarak benimsetmesini, aynı zamanda ‘kurumsal ve uzun ömürlü’ işletmelere zemin yaratmasını amaçlıyoruz. Kadın girişimcilerimize vizyoner bir kimlik sağlayan eğitimlerin, katılımcıların yönetsel ve kişisel becerilerini geliştirirken, bilgi düzeyini de artırdığını gözlemliyoruz” ifadeleriyle belirtti.

Kadın Girişimci Yönetici Okulu programının, başta oda üyesi kadınlar olmak üzere çalışan ve girişimci tüm kadınlara önemli katkı sunduğunu Van TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fevzi Çeliktaş ise “2018 yılı verilerine göre Ülkemizde 15 yaş üzeri 61 milyona yakın bir nüfus gözükmekte yine bu oranın 31 milyona yakınını kadınlar oluşturmakta. Ancak istihdam ve çalışma hayatına baktığımızda erkeklerde % 65.8 olan istihdam oranı kadınlarda % 29.3. Yine erkeklerde işsizlik oranı %8.8 iken kadınlarda bu oran % 13.7. Yüksek öğretimden mezun olan kadınlarımızın çalışma hayatında istihdamı ile ilgili ise; AB Ülkeleri ortalamasında % 5.1, ülkemizde ise bu oran %21.3’ ü işsiz durumdadır. Konu ile ilgili birçok istatistik bilgisi sunabiliriz. Ancak şuna inanıyoruz, kadın toplumun her alanında kendine yer bulmalı ve değer görmelidir. Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak Kadını önceleyen, ekonomik hayata yer almasını isteyen ve bunun için çabalayan bir yönetişim anlayışına sahibiz” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Ufuk2020 Sağlık Alanı Uluslararası Proje Pazarı 4 Temmuz'da!

$
0
0

Ufuk2020 Sağlık, Demografik Değişim ve Refah Alanı Proje Pazarı 4 Temmuz 2019 tarihinde Brüksel’de düzenlenecek. Etkinlik, Ufuk2020 Sağlık çağrılarına proje sunmak isteyen şirketler (KOBİ’ler dahil), üniversiteler, araştırma kuruluşları, kamu ve STK’lar gibi önemli paydaşları bir araya getirecek.

Ufuk2020 Sağlık, Demografik Değişim ve Refah Alanı Proje Pazarı etkinliği, Sağlık Alanı 2020 yılı çağrıları için proje fikirlerinizi sunmanıza ve konsorsiyumunuzu oluşturmanıza yardımcı olacak. Etkinlik, 3 Temmuz 2019 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenecek olan Sağlık, Demografik Değişim ve Refah Alanı Bilgi Günü ile bağlantılı olarak gerçekleşecek.

Peki Bu Etkinliğe Neden Katılmalısınız?

  • Yaklaşan Ufuk2020 Sağlık, Demografik Değişim ve Refah çağrılarıyla ilgili tüm bilgileri edinebilirsiniz.
  • Yenilikçi proje fikrinizi veya yetkinliğinizi uluslararası bir izleyici kitlesine sunabilir ve diğer katılımcıların çözümlerini ve teknolojilerini keşfedebilirsiniz.
  • Avrupa ve ötesindeki potansiyel ortaklarla tanışabilir ve konsorsiyumunuzu oluşturmaya başlayabilirsiniz.

Unutmayın, Katılımın ücretsiz olduğu Ufuk2020 Sağlık, Demografik Değişim ve Refah Alanı Proje Pazarı etkinliği için son başvuru tarihi 31 Mayıs 2019.

Ufuk2020 Sağlık, Demografik Değişim ve Refah Alanı Proje Pazarı etkinliği hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.healthncp.net web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

70 Ülkeye İngilizce Konuşturan Yerli Uygulama: English Ninjas!

$
0
0

Anadili İngilizce olan eğitmenler ile web ve mobil uygulamaları üzerinden canlı konuşma pratiği sağlayan English Ninjas, kuruluşunun üçüncü yılında her yıl üst üste yüzde 300’den fazla büyüme sağladı.

Herkese İngilizce konuşturma hedefiyle yola çıkan ve dünyanın birçok ülkesinden kullanıcılara anadili İngilizce olan eğitmenler ile canlı, sesli ve görüntülü konuşma pratiği sağlayan English Ninjas, kuruluşunun üçüncü yılında, her yıl üst üste yüzde 300’den fazla büyüme sağladı. Yatırımcıları arasında Ömer Erkmen, Tahir Zaimoğlu, Selçuk Saraç, Devrim Sönmez, Çağlar Erol, Zeynep Zorlu, Seyhun Özkara ve Ersan Öztürk gibi birçok önemli ismin yer aldığı English Ninjas; Netaş ve Kanadalı Wesley Clover’ın ortak teknoloji fonundan aldığı yatırım ile toplam yatırımını 1,2 milyon dolara çıkardı.

70 Ülkeye İngilizce Öğretiyor

Brezilya, Güney Kore, Suudi Arabistan başta olmak üzere 70 farklı ülkeden kullanıcıya sahip olduklarını ve yıllık gelirlerinin yarısını yurtdışından sağladıklarını dile getiren English Ninjas CEO’su Ali Servet Eyüboğlu, “Kullanıcılarımıza pratik ve hızlı bir çözüm sunuyoruz. Yıllardır binlerce insan farklı kurumlardan İngilizce eğitimi aldı ve almaya devam ediyor. Fakat İngilizce konuşabilmek konusunda birçok insan pratik yapamadığı için sorunlar yaşıyor. Akıcı bir şekilde İngilizce konuşabilmenin en etkili yolu, anadili İngilizce olan kişilerle devamlı konuşma pratiği yapmaktır. Üstelik bunun için artık yurtdışına gitmenize de gerek yok. English Ninjas ile yurtdışında yaşayan eğitmenlere dilediğiniz zaman, dilediğiniz yerden ulaşarak anında canlı bağlantıyla konuşmaya başlayabilirsiniz. Web sitesine ek olarak iOS ve Android uygulamaları üzerinden, tek tıkla sesli ve görüntülü olarak canlı konuşma pratiği de yapabilirsiniz.” dedi.

English Ninjas’ın şu anda 70 farklı ülkede yaşayan kullanıcılara her ay binlerce saat İngilizce konuşturduğunu söyleyen Eyüboğlu, eğitim kurumları ve şirketler ile yoğun iş birlikleri gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Young Business Academy Öğrencilerine Sertifikaları Teslim Edildi

$
0
0

Genç MÜSİAD tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen “Young Business Academy” programı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un teşrifleriyle gerçekleştirilen MÜSİAD İftar Yemeği programında düzenlenen sertifika töreniyle sona erdi.

Bu yıl Genç MÜSİAD ile İstanbul Aydın Üniversitesi ortaklığında düzenlenen girişimcilik, liderlik, inovasyon ve iş adamı yetiştirme programı “Young Business Academy 19”, MÜSİAD Geleneksel İftar programı ile birlikte düzenlenen sertifika töreniyle sona erdi. 

İlk olarak 2016 yılında İstanbul Şehir Üniversitesi ev sahipliğinde başlatılan proje, 2017 yılında İstanbul Haliç Üniversitesinde, bu yıl ise İstanbul Aydın Üniversitesinde gerçekleştirildi. Başladığı ilk yıldan bu yana yüzlerce öğrencinin hayallerini büyüten, projelerini geliştirme fırsatı sunan YBA, bu yıl da girişimci, ahlaki değerlerini önemseyen, vizyon sahibi gençleri eğitimlerle donattı.

100 girişimcinin mezun olduğu programda, başarılı olan öğrencilere sertifikaları AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sn.Numan Kurtulmuş, MÜSİAD Genel Başkanı Sn.Abdurrahman Kaan, Genç MÜSİAD Başkanı Sn.Y.Furkan Akbal ve İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Sn. Yadigar İzmirli tarafından takdim edildi.  

Young Business Academy Nedir?

Genç MÜSİAD Nişane Projesi olarak eğitime başlayan Young Business Academy, girişimci ve inovatif genç iş insanlarını yetiştirme merkezidir.  YBA ekibi tarafından her yıl, son gelişmelere göre yeni bir akademi programı oluşturulur. İş insanları, akademisyenler, girişimciler ve alanında uzman tanınmış pek çok konuşmacı tarafından, katılımcılara sınıf ortamında eğitimler verilir; bilgi aktarımı ve tecrübe paylaşımı ile birebir tanışma imkanı sağlanır. Web sitesi üzerinden yapılan başvuru sonrası seçilen katılımcılar mülakata davet edilir, görüşme sonrası uygun görülen adaylara 40 saati aşan, 5 hafta boyunca eğitimler verilir.

Young Business Academy hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.gencmusiad.org.tr/projeler-young-business-academy web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye Ekonomisi Nereye? Krizden Çıkış Yolları Konuşuldu

$
0
0

Kadir Has Üniversitesi, İktisat ve Toplum Dergisi, Türkiye ekonomisinin durumu ve çözüm önerilerini konu alan, “Türkiye Ekonomisi Nereye? Krizden Çıkış Yolları” başlıklı bir panel düzenledi.

Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü ve İktisat ve Toplum dergisi işbirliği içerisinde 22 Mayıs Çarşamba günü düzenlenen açık oturumda, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumu masaya yatırarak, önce problemlerin neler olduğunu tespit edip daha sonra çözüm önerileri üzerine tartışma gerçekleşti.

Başta “Türkiye ekonomisinin yaşadığı sorunların kolay çözümleri”, “döviz kurundaki istikrarsızlığın sebepleri ve sonuçları”, “enflasyon kontrol altına alınabilir mi?”, “işsizliğin ve gelir dağılımındaki eşitsizliği çözümü yapısal reformlar”, “dış borçlar nasıl ödenecek?”, “inşaat odaklı büyümeden çıkış mümkün mü?” ve “İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ekonomiyi nasıl etkiliyor” konularını masaya yatırdı.

“Krize Bağlı Çözüm Önerileri Mevcut”

Kriz, kişi veya toplulukları olumsuz olarak etkileme potansiyeline sahip ve ani olarak ortaya çıkan durum olduğunu belirten Ekonomist Asaf Savaş Akat; “Türk milleti olarak içinde bulunduğumuz durumdan çok, geçmişi tartışmayı seven ancak konuyla ilgili bir şeyler yapma konusunda çok pratik olmayan bir milletiz. Şöyle ki, Türkiye kriz yönetimi konusunda oldukça başarılı. Şu an içinde bulunduğumuz ekonomik durumun geçmiş krizlere kıyasla daha beklendik bir kriz. Bu krizlere bağlı çözüm önerilerimiz de mevcut” dedi.

“Problemleri Doğru Tespit Etmeliyiz”

Krizin çözüm yolları üzerine açıklama yapan Kadir Has Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Özgür Orhangazi “Ekonominin bugünkü hale gelmesindeki en önemli etken, özellikle 2000’li yılların başlarından günümüze dış sermaye girişlerine bağımlı, borç artışına dayanan ve inşaat odaklı bir büyüme modelinin tercih edilmesidir. Bu modelin zaman içerisinde kaçınılmazolarak yarattığı kırılganlıkların birikmesiyle, dünyadaki likidite şartlarının değişmesi Türkiye ekonomisini krize soktu. Bu dönemde, döviz kurları dış etkenlere çok açık hatta onlar belirliyor, bizim ekonomimiz de bundan etkileniyor” dedi.

Ekonominin içinde bulunduğu durumdan çıkmanın kısa, kestirme bir yolu yok diyen Prof. Dr. Orhangazi, daha uzun vadeye odaklanarak, böyle durumlara düşmemeyi sağlayacak politikalar geliştirmek gerektiğini vurguladı. Problemlerin doğru tespit edilmesi için ilk önce Türkiye ekonomisinin neden dış sermaye ve ithalata bağımlı olduğunu daha sonra iyi istihdam yaratamadığının tespit edilmesi gerektiğini, ardından bu sorunların üzerine gidilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Önemli Olan Enflasyonun Neden Yükseldiği”

Kısa vadede enflasyonu düşürmenin mümkün olmadığını söyleyen Orhangazi, “Bunun yerine neden yükseldiğine odaklanmalıyız. Kurdaki artıştan enflasyona olan geçişkenlik neden bu kadar yüksek olduğunu incelediğimiz zaman üretim yapımızın giderek ithalata bağımlı hale geldiğini görüyoruz. İthalattın üzerine gitmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Trabzon'da İlk BİLSEM Mekatronik Atölyesi Faaliyete Geçti!

$
0
0

VakıfBank, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki BİLSEM’lere verdiği desteği sürdürüyor. 2018 yılında toplam 19 adet mekatronik ve akıl oyunları atölyesi açan VakıfBank, 2019 yılı planlarındaki 20 mekatronik atölyesinden birini de Trabzon’da faaliyete geçirdi.

VakıfBank, Milli Eğitim Bakanlığı Bilim Sanat Merkezleri'ne (BİLSEM) verdiği destek kapsamında bir mekatronik atölyesi de Trabzon’da açtı. BİLSEM mekatronik atölyeleri kapsamında, çocukların zekâ potansiyellerini tanıması ve geliştirmesi, problemler karşısında farklı ve özgün stratejiler belirlemesi, bireysel veya takım halinde ve rekabet ortamında çalışma becerileri ile problemleri algılama ve değerlendirme kapasitelerinin artırılması hedefleniyor.

Açılış törenine Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili ve Trabzon İl Milli Eğitim Müdürü Hızır Aktaş ve VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan katıldı.

VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan törende yaptığı açılış konuşmasında, “Tek bir çocuğun hayalinin toplumu ve dünyayı değiştirebileceğine inanıyoruz. Çocuklarımızın yanındaki güç olarak yarınlara umutla bakmalarını istiyoruz. Bu sebeple Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel çocukların yeteneklerini keşfetmek, geliştirmek ve topluma fayda sunmalarını sağlamak amacıyla hayata geçirdiği ‘BİLSEM’leri desteklemekten mutluluk duyuyoruz. Özel çocukların yeteneklerini keşfetmek, geliştirmek ve topluma katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla VakıfBank’ın desteğiyle kurulan atölyelerde bugün itibariyle 7200 çocuk eğitim alıyor. 2019 yılı sonunda bu rakamın 20 bine ulaşmasını bekliyoruz. Köklerimizdeki vakıf kültürü nedeniyle bir banka olarak olmanın ötesinde farklı bir kimliğimiz bulunuyor. Vakıf kültürünü yaşamak ve yaşatmak, bu kimliğin dokusunu oluşturuyor. Bu nedenle paylaşmaya ve hizmet etmeye adanmış bir anlayış ve toplumsal fayda esasıyla önemli sosyal sorumluluk faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Spor, eğitim ve kültür yayıncılığı olmak üzere üç büyük alandaki faaliyetlerimizi, toplumsal gelişime değerli ve anlamlı katkı sağlamak amacıyla “Yanında ben varım” çatısı altında topladık.” dedi.

Açılışta konuşan Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, eğitimin önemine değinerek, "Bilim ve Sanat Merkezleri ülkemizin geleceği açısından çok önemli eğitim kurumlarımızın başında gelmektedir. Bu merkezler sayesinde geleceğimizin teminatı olan yavrularımız, yeteneklerini ortaya koyarak kendilerini geliştirebilmektedirler. Aslında sıra dışı olamayan çocuk yoktur. Her çocuğun müfredatı kendi içinde saklıdır ve bizim için önemli olan çocuğun doğuştan sahip olduğu bu müfredatı açığa çıkarmaktır. Bu kapsamda BİLSEM her çocuğun içinde saklı olan yeteneği ortaya çıkarmak adına önemli işlevler yürütüyor. Eğitim anlamında çok önemli başarıları ve potansiyeli olan Trabzon’da böyle bir atölyenin açılmasında emeği geçen VakıfBank Genel Müdürü’ne ve ekibine teşekkür ediyorum" diye konuştu.

“Özel Yetenekli Çocuklarımız Bize Armağandır”

MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili de BİLSEM sayısının 141'e yükseldiğini dile getirerek, "Bugün itibarıyla merkezlerimizde eğitim gören öğrencilerimizin sayısı 43 bin, bu sayının gelecek yıl daha da artacağını düşünüyorum. Özel yetenekli çocuklar, Allah'ın topluma armağanıdır. O nedenle bizim bu çocuklarımızı özenle yetiştirmemiz gerekir. Çocuklarımız için BİLSEM'i teknoloji, kültür ve sanat ortamı açısından geliştirmemiz gerekir. Bu kapsamda bizlere destek veren VakıfBank yöneticilerine teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

Trabzon İl Milli Eğitim Müdürü Hızır Aktaş ise Faruk Başaran Bilim ve Sanat Merkezi hakkında bilgi vererek, "2001 yılından beri Trabzon'da toplamda 453 öğrenci, BİLSEM formatında eğitim almaktadır. Öğrencilerimin eğitimine katkı sunan VakıfBank Genel Müdürüne ve beraberindeki ekibe verdikleri desteklerden dolayı teşekkür ediyorum" dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İki Türk Profesör Kuraklığa Dayanıklı Çim Geliştirdi!

$
0
0

Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Doç. Dr. Songül Sever Mutlu ve Prof. Dr. Nedim Mutlu tarafından, 10 yılı aşkın süredir yapılan Ar-Ge çalışmaları sonucunda kuraklığa çok dayanıklı bermuda çim türü geliştirildi.

Doç. Dr. Songül Sever Mutlu ve Prof. Dr. Nedim Mutlu isimli İki Türk profesörünün geliştirdiği kuraklığa dayanıklı "Survivor Çim", Treet tarafından lisanslanarak üretilmeye başlandı. Özellikle yaz aylarında daha az su kullanımı ile yeşil alanların devamını mümkün kılan çim türü, az su ile yüksek çim kalitesini koruyor.

"SURVIVOR, İlk Ninvejetatif Yerli Çim Türü Olma Özelliğini Taşıyor"

24 Mayıs tarihinde Antalya’da, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa Ünal ve Treet Buba Tarım ve Teknolojileri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Timuçin Bilgör’ün katılımıyla gerçekleşen imza töreni ardından Bilgör, konuyla ilgili şu sözleri aktardı: “Özellikle son yıllarda küresel ısınma nedeni ile tüm dünyada yaşanan kuraklık ülkemizi de etkiledi. Suyun her geçen gün azaldığı dünyamızda su tüketimini azaltmak için önlemler almak gerektiğinin farkındayız. Yağmurun yetersiz olduğu özellikle son yıllarda, sulama maliyetleri de oldukça arttı. Özellikle çim alanlarda mevsime göre 1 sulama periyodunda m²ye 25 ile 40 litre su ihtiyacı oluyor. Coğrafyamızın değişen koşullarına uyumlu yerli çim türlerinin geliştirilmesi için yıllardır çalışan hocalarımızı gönülden kutluyorum. Ülkemizde üretilen yabancı menşeli çim çeşitlerine karşılık kendi gen kaynaklarımızı kullanarak Akdeniz bölgesi iklim ve toprak şartları altında geliştirdikleri SURVIVOR, ilk ninvejetatif yerli çim türü olma özelliğini taşıyor.”

Kuraklığa dayanımı yüksek olan Survivor Çim, özellikle yaz aylarında daha az su kullanımı ile yeşil alanların devamını mümkün kılıyor. Az su ile yüksek çim kalitesini devam ettirebilen türler daha az gübre ve biçme gerektirdiğinden, bakım masrafları da önemli oranda azalıyor. Tüm Golf alanları ve spor tesislerinde, park-bahçelerde ve diğer çim alanlarda kullanılabilinecek olan SURVIVOR çim türünün lisanslaması, ülkemizde teknoloji transferi konusunda sayılı örneklerin arasında yer alıyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Şanlıurfa’da Girişimcilik Ekosistemine GİGAP Desteği!

$
0
0

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden 48 girişimci adayı Gazelle İnovasyon Girişimcilik ve Araştırma Programı (GİGAP) Demo Günü’nde iş fikirlerini yatırımcılar, özel şirketler ve kamu paydaş kurumlarıyla buluşturdu. Girişimcilerin bir sonraki adımı, bu fikirleri finansal desteklerle hayata geçirmek olacak.

Suriyeli ve Ev Sahibi Topluluklar İçin İstihdam İmkânlarının Geliştirilmesi ve Sosyal Uyumun Güçlendirilmesi Yolu ile Dayanıklılık Oluşturma Projesi kapsamında oluşturulan GİGAP, Güneydoğu Anadolu bölgesinden girişimci adaylarını, tarım, gıda, su teknolojileri, dijital dönüşüm, eğitim teknolojileri ve diğer yenilikçi alanlardaki yerel paydaşlarla buluşturdu. Başvuruda bulunan 179 kişi arasından seçilen 48 girişimci, projelerini bugün yatırımcılar, özel şirketler ve kamu paydaş kurumlarına tanıttı. Jüri tarafından seçilen iş fikirleri, 11 farklı kategoride 13 farklı destek ile ödüllendirilecek.

GİGAP Fikir Üretme Kampları'nda Dijital Dönüşüm ve Tarım, Gıda, Su alanlarında düzenlenen 2 farklı kampta 143 girişimci, bölgedeki kurumlar ve iş insanlarından edinilen, bölgenin öncelikli ihtiyaçlarına yönelik iş fikirlerini geliştirdi. Kamplar sonrasında programa dahil olan 21 takıma 160 saat yönderlik desteği sağlandı.

İş fikirlerini hazırlayan 14 takım, düzenlenen GİGAP Demo Günü sonrasında, TÜBİTAK, KOSGEB ve melek yatırımcılardan finansal destek alma fırsatı yakalayacak. Girişimciler faaliyetlerini proje kapsamında Şanlıurfa Teknokent bünyesinde kurulacak olan GİGAP Atölye’de sürdürebilecek. Proje, Şanlıurfa Teknokent’in kurumsal kapasitesinin artırılmasını, iş geliştirme faaliyetlerinin güçlendirilmesini, bölgedeki işletmelerin geliştirilmesini, iş imkânlarının artırılmasını ve bölgedeki paydaşların girişimcilik için bir arada çalışma kültürünü oluşturmasını destekliyor.

Şanlıurfa Teknokent'te oluşturulan GİGAP ise bölgedeki girişimcilik potansiyelini ortaya çıkarmayı ve bu potansiyeli yerel paydaşlarla sürdürülebilir ve ölçeklenebilir kılmayı hedefliyor. Yerel paydaşların katkı verdiği GİGAP’ı Şanlıurfa Teknokent’in ortakları arasında yer alan Harran Üniversitesi, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası ve Şanlıurfa Ticaret Borsası gibi kurumlar da destekliyor.

Japon Hükümeti tarafından finanse edilen, Tarım ve Ormancılık Bakanlığı tarafından, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) teknik desteğiyle yürütülen ve GİGAP’ı da oluşturan proje, UNDP Türkiye’nin Suriye Krizine Yanıt ve Dayanıklılık portfolyosu kapsamındaki projeler arasında.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Fikrime Sağlık Diyorsan BIGGHEALTH'e Başvur, Sermaye Desteği Kazan!

$
0
0

Acıbadem Üniversitesi, BİGGHEALTH programı ile sağlık alanında yenilikçi iş fikri yaratan, çözüm üreten girişimcileri 2019 yılında da desteklemeye devam ediyor. Son başvuru tarihi 28 Temmuz 2019.

BiGGHEALTH programı ile girişimcilerin iş fikirlerini nitelikli iş planlarına dönüştürecekleri özgün, etkili ve uygulanabilir mekanizmalar oluşturmaları ve yürütmeleri sürecindeki 1.aşama faaliyetlerine destek verilecek. Program sonucunda başarılı iş modelleri 2. Aşama için TÜBİTAK’a yönlendirilecekler ve 1512 programı kapsamında 200.000TL hibe desteği kazanma şansını yakalayacaklardır.

Kimler Başvurabilir?

Program kapsamında teknoloji ve yenilik odaklı girişim faaliyetinde bulunmaya aday, Teknogirişim Sermayesi Desteği çağrısında belirtilen nitelikleri taşıyan, örgün öğrenim veren üniversitelerin,

  • Herhangi bir lisans programından 1 yıl içerisinde mezun olabilecek  öğrenci,
  • Yüksek lisans veya doktora programına kayıtlı öğrenci,
  • Lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden herhangi birini en çok 10 yıl önce almış kişi başvuru yapabilir.
  • Daha önce Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknogirişim Sermayesi Desteği ya da TÜBİTAK 1512 Programı 2. Aşaması kapsamında destek almamış olmak,
  • Ön başvuru tarihi itibariyle herhangi bir işletmenin ortaklık yapısında yer almamak.

BiGGHEALTH programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz bigg.acibademkulucka.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yarını İnşa Eden Liseli Gençlerin Yaratıcı Projeleri Ödüllendirildi!

$
0
0

Sabancı Vakfı ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) iş birliğiyle gerçekleştirilen “Yarını İnşa Et” projesi kapsamında 845 liseli teknoloji kitleri ile çevre, enerji ve akıllı şehirler alanında yaratıcı projeler geliştirdi. Düzenlenen yarışma ile kazanan 5 ekibe ödülleri verildi.

Sabancı Vakfı ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) iş birliğiyle gerçekleşen “Yarını İnşa Et” projesi kapsamında liseli gençlerin akıllı şehirler, çevre ve enerji alanlarında ürettikleri projeler ödüllendirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı onayı ile gerçekleştirilen “Yarını İnşa Et” projesi kapsamında; Adana, Konya, Trabzon ve Mardin illerinde 9., 10. ve 11. sınıflardaki öğrenci ekipleri akıllı şehirler, çevre ve enerji alanlarında, çevrelerinde gördükleri sorunlara çözüm sunan teknoloji temelli projeler ürettiler. 845 öğrencinin Arduino teknoloji kitleri aracılığıyla 165 farklı fikir geliştirdiği proje kapsamında finale kalan 20 öğrenci grubu, bağımsız bir jüri tarafından değerlendirildi. Jüri tarafından seçilen ilk beş proje ekibinden toplam 24 lise öğrencisi yaz döneminde Sabancı Üniversitesi Collaboration Space’de gerçekleşecek 5 günlük maker kampına katılmaya hak kazandı.

“Yarını İnşa Et” projesi ödül töreninde konuşan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Sabancı Vakfı olarak, 45 yıldır toplumsal gelişmeye katkıda bulunmak için çalışıyor, bu kapsamda gençlerin güçlenmesine ve potansiyellerini gerçekleştirmelerine büyük önem veriyoruz. Gençlerin güçlenmesi için eğitimin kilit bir role sahip olduğunu biliyoruz. Yarını İnşa Et projesi eğitimde dijital dönüşüm sürecinin çıktılarından faydalanabilen ve bu becerileri eğitim ve iş hayatında kullanabilen öğrencilerin yetiştirilmesi vizyonuyla yola çıktı. Bu projede hem gençlerin teknolojiyi kullanma becerilerinin gelişmesini, hem de içinde yaşadıkları çevreye ait sorunları fark ederek çözüm üretmelerini hedefledik. Bu projenin gerçekleşmesi için emeği geçen herkese, iş birliği için Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’na, katılan tüm öğretmen, öğrenci ve jüri üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi.

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav yaptığı konuşmada “Teknoloji üreten bir Türkiye için sanayinin rekabet gücünü artırmak ve sürdürülebilir kılmak, üretimde verimlilik ve artışı sağlamak için akıllı üretim sistemlerini hayata geçirmek ve değer zincirinin tüm halkalarında teknolojinin sunduğu imkânlardan yararlanabilmeyi önemsiyoruz. Bu nedenle geleceğin iş gücü ve ülkemizin yarınları olan öğrencilerimiz ve onları eğiten öğretmenlerimize yönelik teknoloji eğitim programı olan “Yarını İnşa Et”i Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı olarak 2018 yılında başlattık. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ‘İstihdamın Geleceği’ (Future of Jobs) araştırmasına göre 2020 yılında geçerli olacak meslekler farklı beceriler gerektirecek. Geleceğin mesleklerinin yüzde 36’sı kompleks problem çözme becerileri, yüzde 17’si isabetli karar verme ve sistem analizi gibi sistemsel yetenekler, yüzde 12’si ise kodlama, veri analizi ve güvenliği ve akıllı üretimin ihtiyacı olacak dikey uzmanlıklar olacak. Bu alanlarda meydana gelen gelişmeler yeni iş alanları ve mesleklerin ortaya çıkmasını sağlayacak. Milli Eğitim Bakanlığı onayı ile yürütülen “Yarını İnşa Et” programı ile şimdiye kadar 19 ilde 437 farklı okuldan 917 öğretmene ve 6.272 öğrenciye ulaşarak geleceğin iş alanlarına öğrencilerin adım atmaları için bir kıvılcım yarattık. Sabancı Vakfı iş birliği ile 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı 2. Döneminde ise yüzün üzerindeki proje fikri arasından seçilen 20 finalist projenin, sahiplerini konuk etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bugün burada sunulan 20 projenin hepsini kazanmış kabul ediyoruz” dedi.

İşte Ödül Alan Projeler

  • Akıllı Atık Pil Toplama Robotu (Altilium): Konya ilinden Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileri Yüksel Caner Mülazımoğlu, Betül Kaymaz, Ebubekir Hamza Kemik, Havva Ece Küçük ve Serdar Ramazan Yıldırım’dan oluşan ekip, öğretmenleri Mustafa Güneş mentorluğunda geliştirdikleri proje ile atık pilleri toplamaya yarayan akıllı bir ünite geliştirdi. Altilium adını verdikleri bu akıllı üniteye pil atıldığında, cihaz pilin voltajını ölçerek karar verme yeteneğiyle pilin dolu olup olmadığını tespit ederek, düşük voltajlı pili haznesine alıyor ve bu pil karşılığında şehir kartına belirli miktarda yükleme yapıyor. Cihaza atılan pilin dolu olması halinde, Altilium pili iade ederek enerji israfının da önüne geçmiş oluyor.
  • Beni Ellerimden Dinle (Talk’ng Hands): Adana ilinden Kurttepe Şehit Ali Öztaş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi / Final Fen Lisesi / Varda Koleji öğrencileri Dilanur Kaya, Zeynep Sarıgeçili, Hasan Kapuz, Teoman Dinçkurt’tan oluşan ekip, öğretmenleri Alpnur Aktürk Kaya mentorluğunda geliştirdikleri proje ile işitme engelli bireylerin, işaret dilini bilmeyen toplumla etkili iletişim kurmalarını sağlayacak bir eldiven geliştirdi. İşitme engelli bireylerin işaret dili bilmeyen kişilerle iletişim kurmaları için tasarlanan eldiven, işitme engelli bireylerin günlük hayatta kullandıkları 10 kelimeyi sese döküyor. Eldiveni takan bireylerin el hareketlerini algılayarak hareketi kelimeye döken eldiven mobil uygulama ile akıllı telefonların ekranında yazılı olarak okunabiliyor.
  • Piezo Elektrik Yol: Mardin ilinden Kızıltepe Fen Lisesi öğrencileri Muhammed Emin Adın, Hüseyin Çiçek, Helin Erol, Burak Korkmaz ve Mikail Cihan Karaboğa’dan oluşan ekip, mentor öğretmenleri Abdullah Sarıbatur önderliğinde tasarladıkları proje ile taşıtların zemine uyguladığı basınç enerjisini elektriğe dönüştürdüler. Yol zeminine döşedikleri piezo disk ile taşıtların uyguladığı basınçtan elde ettikleri elektriği otoban kenarlarındaki aydınlatmalarda kullanan proje ile elektrik enerjisinden tasarruf ediliyor. Ayrıca su sensörü ile yağmur, sel ve su taşkını gibi sebeplerle ıslanan yollar hakkında LCD ekran yardımıyla sürücülerin uyarılması da hedefleniyor.
  • Ek-Yat Akıllı Sera: Konya ilinden Osman Nuri Hekimoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri İbrahim Enes Baloğlu, Tahir Furkan Sarıdiken, Eren Adıvar, Oğuzhan İpteş ve Ayşe Miray Türker’den oluşan ekip mentor öğretmenleri Yasemin Çetinkaya öncülüğünde tasarladıkları proje ile verim artıran akıllı bir sera kurdular. Klasik müziğin çalındığı ve güneş enerjisi panellerinin kullanıldığı bir ortamda, Bluetooth kontrolü ile hava, toprak ve nem oranlarına bakılarak sulama, sıcaklığı takip ederek ısıtma ve soğutma yapabilen şiddetli yağmur ve karda çatıyı kapatabilen akıllı sera projesi.
  • Su ve Sabuna Teknoloji ile Dokunun: Trabzon ilinden Düzköy Nazım Kayhan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri Mert Ahmet Demirci, Damla Babuşçu, Damla Lermi, Seymen Bekar ve Bedirhan Serdar’dan oluşan ekip, mentor öğretmenleri Mustafa Güneş öncülüğünde tasarladıkları proje ile su tasarrufu ve kolay temizlik sağlayan musluk geliştirdi. Sensörlü sıvı sabun ve sensörlü musluğu birleştirerek su ve sabunun aynı musluktan gelmesini sağlayan ekip bu proje ile fazla su tüketimini azaltmayı ve el yıkanırken sabun kullanmayı kolaylaştırmayı hedefliyor.

Yarını İnşa Et projesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.yariniinsaet.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2018 Yılının En Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteleri Açıklandı!

$
0
0

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) öncülüğünde oluşturulan "2018 Yılı Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi" sonuçlarını açıkladı. 

Endeksin bu yıl 7'ncisinin hazırlandığını belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, girişimcilik ruhunun ve yenilikçilik kültürünün gelişmesinde üniversitelerin en önemli basamak olduğunu söyledi. Açıklanan 2018 Yılı Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi'nde ODTÜ 93,16 puanla ilk sırada, İTÜ 90,16 puanla ikinci sırada, Sabancı Üniversitesi ise 85,49 puanla üçüncü sırada yer aldı.

Bakanlık olarak bilimle teknoloji politikalarının oluşturulmasında ve sanayi stratejisinin belirlenmesinde üniversitelerle birlikte hareket ettiklerini belirten Bakan Varank, "Bu noktada özellikle üniversite-sanayi iş birliği alanında son derece önemli destek ve teşvikler sunuyoruz. Amacımız, bilim, teknoloji ve sanayiyi bir araya getiren üniversitelerimizi üretimin merkezinde konumlandırmaktır. Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi'nin tüm bu amaçlara ulaşmada yardımcı, yönlendirici, hatta motive edici olduğunu ifade etmek istiyorum." dedi.

"Amacımız Girişimcilik Odaklı Rekabeti Artırmak"

Endeksin başta üniversiteler olmak üzere, kamuoyunun merakla beklediği prestijli bir derecelendirmeye dönüştüğüne işaret eden Varank, amaçlarının üniversiteler arası girişimcilik ve yenilikçilik odaklı rekabeti artırıp böylelikle girişimcilik ekosistemini geliştirmek olduğunu dile getirdi.

Endeks çalışmasının üniversitelerin eğitim kalitesine göre sıralandığı bir liste ya da en başarılı üniversitelerin ortaya koyulduğu bir sıralama olmadığını ifade eden Varank, "Endeksin yayınlanmaya başlanmasıyla üniversitelerimizin girişimcilik ve yenilikçiliğe dair önemli adımlar atıyor olması da ayrıca sevindiricidir. Özellikle ilgili kuruluşlarımız TÜBİTAK ve KOSGEB'in bu alanda verdiği önemli desteklerle akademide girişimcilik ekosistemi ciddi bir atılım sürecine girmiştir. Endeks oluşturulurken, üniversitelerin yalnızca girişimcilik ve yenilikçilik performansları dikkate alınmıştır. Öğretim üye sayısı 50'nin üzerinde olan 164 üniversitemizden toplanan 1 milyon hücrelik veri seti 9 aylık yoğun ve titiz bir çalışmayla değerlendirilmiştir. TÜBİTAK öncülüğünde yürütülen bu çalışmaya, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, KOSGEB, TÜRKPATENT, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi ve üniversitelerimizin aralarında bulunduğu 247 kurum katkılarını sunmuştur." dedi.

Üniversite performanslarının etki ve çıktı odaklı bir yaklaşımla ölçülebilmesini sağlamak adına endeks metodolojisinde bu yıl bazı değişikliklere gittiklerini belirten Bakan Vakan, önceki endekslerde kullanılan "girişimcilik ve yenilikçilik kültürü" boyutunu üniversitelerin yeterli olgunluk seviyesine ulaştığı gerçeğinden hareketle değerlendirme dışı bıraktıklarını bildirdi.

Göstergelerin hem salt değere hem de öğretim üyesi değerine bölünerek normalize karşılıklarının da hesaplamalara dahil edildiği bilgisini veren Varank, "Bu seneki endeksimizde üniversiteler, 'bilimsel ve teknolojik araştırma yetkinliği', 'fikri mülkiyet havuzu', 'iş birliği ve etkileşim' ile 'ekonomik katkı ve ticarileşme' olmak üzere 4 boyutta, 19 göstergeye göre sıralandı." diye konuştu.

2018 Yılı Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi'nde Yer Alan İlk 10 Üniversite

  1. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
  2. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)
  3. Sabancı Üniversitesi 
  4. Bilkent Üniversitesi
  5. Boğaziçi Üniversitesi
  6. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ)
  7. Gebze Teknik Üniversitesi 
  8. Hacettepe Üniversitesi
  9. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 
  10. Ege Üniversitesi

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'deki Kadın Girişimciler KİP İle Dünyaya Açılıyor!

$
0
0

Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) ile birlikte, Türkiye'deki kadın girişimciler için ihracat eğitim seminerleri düzenlediğini duyurdu. Bu seminerler UPS'in Kadın İhracatçı Programı kapsamında düzenleniyor.

2018 yılında UPS ve UPS Vakfı tarafından başlatılan Kadın İhracatçı Programı (KİP), kadınların sınırları aşmalarını, zorlukların üstesinden gelmelerini ve faaliyetlerini küresel piyasalara taşıyarak yeni gelecekler kurmalarını sağlayan küresel bir girişim olma özelliği taşıyor. Uluslararası Ticaret Merkezi'nin SheTrades girişimi, STK ve kamu ortaklarıyla birlikte hareket eden KİP kapsamında kadınlara ait işletmelerin ürünlerini tüm dünyaya ihraç etme konusunda daha fazla bilgi edinmesini ve ihracatı değerlendirmesini sağlamaya yönelik küresel çalışmalar yapılıyor. 

UPS Türkiye Ülke Müdürü Burak Kılıç, “OECD verilerine göre, Türkiye’de kadınların yalnızca %34'ü iş gücüne aktif katılım sağlarken, birçok kadın girişimci ihracat odaklı işletmeler kurmak için gereken kaynaklara veya desteğe sahip değil. Kadınlara ait işletmelerin yüksek potansiyeli mevcut ve Türk ekonomisinin geliştirilmesinde ana etken olabilir. UPS’in küresel ağı ve satıcıların ve alıcıların bir araya getirilmesinde 111 yıla dayanan tecrübesiyle, kadın girişimcilerin hayallerinin peşinde koşmasını sağlamak adına benzersiz bir konuma sahibiz.” dedi.

KAGİDER Başkanı Emine Erdem, “Kadın girişimcilerin desteklenmesi Türkiye’nin kalkınması ve geleceği açısından büyük öneme sahiptir. Bu desteklerin arasında yurt içinde ve yurt dışında pazara erişimin kolaylaştırılması da yer alıyor. Bu kapsamda, UPS Kadın İhracatçı Programı önemli bir boşluğu dolduruyor. Bu programda verilen eğitimler ve sağlanan diğer destekler kadın girişimcilerin işlerini dünyaya açmalarına yardımcı olacaktır.”

KEDV Kurumsal İşbirlikleri Koordinatörü Merve Batıkan, “Gelir dağılımındaki eşitsizlik ve yoksulluğu azaltmak ve herkes için daha adil bir dünya yaratmak ancak ve ancak kadınların ekonomideki paylarını artırmakla mümkün olur.Bu amaca hizmet edecek tüm çabaları ve projeleri son derece değerli buluyor, destekliyor ve ortak olmaktan memnuniyet duyuyoruz. UPS'in başlattığı Kadın İhracatçı Programı da desteklediğimiz ve değer verdiğimiz çalışmalardan birisi. Programın kadın kooperatiflerinin ürünlerini yeni pazarlara ulaştırmalarına destek olacağına inanıyoruz.’’ ifadesinde bulundu.

Bu eğitimlerin ana amacı katılımcıların ticari işlemler ve ihracat olanakları konusundaki bilgisini artırmak ve ihracata yönelik temel lojistik kavramları öğrenmelerini sağlamak. Buna ek olarak, düzenlenen atölyelerle, kadınlara ait işletmelerin UPS Kadın İhracatçılar Programı ve ITC SheTrades girişimi aracılığıyla sunulan olanaklar hakkında farkındalığın artırılması amaçlanıyor. UPS halihazırda İstanbul, Manisa ve Bursa illerinde seminerler düzenledi. Ayrıca, Gaziantep (9 Temmuz), Van (7 Ağustos), İznik (18 Eylül), Hatay (10 Ekim) ve Denizli (6 Kasım) illerinde de atölyeler gerçekleştirilecek.

Kadın İhracatçı Programına Kimler Katılabilir? 

Tüm yıl boyu sürecek eğitimlere, küçük ve orta ölçekli şirket sahibi olan, şahıs şirketi olan veya bireysel çalışmaları olan kadınlar katılabilir. Daha önce ihracat yapmış veya ihracata yeni başlayacak tüm girişimci kadınlar bu programa dahil olabilir.

Kadın İhracatçı Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.ups.com.tr/kadinihracatciprogramiweb adresini ziyaret edebilir, seminer gerçekleştirilecek illere ise buradan ulaşabilirsiniz. 

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yıldız Teknopark, Maslak'ta Yeni Bir Teknoloji Üssü Kuracak!

$
0
0

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Maslak’ta yer alan arazisi için harekete geçildi. Toplam 15 bin 280 metrekarelik arazinin 6 bin 807 metrekarelik bölümüne teknopark; 8 bin 473 metrekarelik bölümüne de üniversiteye ait birimler, sürekli eğitim merkezi, kongre merkezi, mesleki eğitim merkezi ve uygulamalı bilimler fakültesi yapılacak.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin (YTÜ) Maslak’ta yer alan arazisi üzerinde bulunan binalar, uzun süredir atıl durumda olması ve deprem riski taşıması sebebi ile kontrollü olarak yıkıldı. Toplam 15 bin 280 metrekarelik arazinin 6 bin 807 metrekarelik bölümüne teknopark;8 bin 473 metrekarelik bölümüne de üniversiteye ait birimler, sürekli eğitim merkezi, kongre merkezi, mesleki eğitim merkezi ve uygulamalı bilimler fakültesi yapılmasına karar verildi.

6 bin 807 metrekarelik teknopark projesini Yıldız Teknopark tek başına üstlendi. Hizmet alanını genişletmek, yeni teknolojiler üretmek ve girişimcilere yeni bir yuva olmak amacı ile çıkılan bu yolda yeni bir teknoloji üssü kurulacak. Yıldız Teknopark hâlihazırda bugün Davutpaşa Yerleşkesi’nde 148 bin metrekarelik alanda 12 binasında ürettiği teknoloji ile hizmet veriyor. 4 bin 500 metrekarelik kuluçka merkezi, 55 bin metrekare rekreasyon alanı, 400 metrekare prototip alanıyla Türkiye’nin teknoloji merkezi olarak çalışıyor.

Maslak’ta inşa edilecek olan yeni teknoparkın bütün finansmanı Yıldız Teknopark tarafından sağlanacak olup, yeni teknoparkın sürekli eğitim merkezi aracılığı ile Maslak bölgesinde kişi ve kurumlara; yaşam boyu eğitim, araştırma ve danışmanlık desteği veren alanında öncü bir merkez olması planlanıyor. Maslak teknoparkında, fintech, insurtech ve 5G teknolojileri konularında kümelenme oluşturulması planlanıyor. Maslak bölgesindeki dikey yapılaşmanın aksine inşa edilecek olan tesis, yatay mimari konsept planlanarak tasarlandı. Ayrıca kullanılan malzemelerin sürdürülebilir olması ve yoğun kat bahçeleri ile yeşilin ön plana çıkarılması amaçlanıyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoparkının Maslak kampüsünde, yüksek teknolojiyi önceleyerek kiralama yapacak. Yerli ve milli teknolojileri üreten tüm firmalara açık olacak ve YTÜ’nün belirlediği öncelikli alanlarda ölçeklenmiş projelere yer verilecek.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Burs Arayan Gençler İçin Bursverenler Platformu Yayına Başladı!

$
0
0

Teknolojiyi kullanarak burs arayan ile burs verenler için son derece kapsamlı ve güvenli bir açılım sunan bursverenler.org platformu, Yücel Kültür Vakfı tarafından 27 Haziran 2019 tarihinde İstanbul Dedeman Otel’de gerçekleştirilen bir toplantıda Türkiye’nin önde gelen sivil topluk kuruluşu yetkililerine tanıtıldı.

Burs arayan gençlerle burs veren sivil toplum kuruluşlarını tek çatı altında birleştiren bir platform yaratan vakıf, bu platform ile daha fazla gencin burs olanaklarına kolayca ulaşmasını sağlarken, diğer yandan bireysel bağışçılara ve burs vermeyi planlayan köklü kurumlara da çok büyük kolaylıklar getiriyor.

Eğitime verilecek desteğin arttırılması ve bunun fırsat eşitliği çerçevesinde sürdürülebilir olması için tasarlanan bursverenler.org platformu, daha fazla gencin burs olanaklarından kolayca yararlanmasını sağlamak, bireylerin ve kurumların STK’lara bağış desteğini arttırmak ve toplumda eğitime bağış bilincini yaygınlaştırmak amacı ile hayata geçirildi.

Bu platformda tek bir noktadan burs arayan on binlerce gence ulaşabilen burs verenler, aradıkları kriterlere göre seçim yapıp kendi listelerini oluşturabiliyor. Burs başvurusu yapan gençlerin doldurdukları ve kişisel veri güvenliği garanti altına alınan formlar, bireysel etkilerden bağımsız olarak tamamen objektif bir şekilde sistemin kendi algoritması içinde puanlanıyor. Buna göre bursa en çok ihtiyaç duyan genci hızlıca tespit etmek mümkün hale geliyor.

Bursverenler.org sitesi tanıtım toplantısında konu ile ilgili açıklama yapan Yücel Kültür Vakfı Genel Sekreteri Haluk Kula, “Vakfımız, geleceğimizin emanetçileri gençlerimizin gelişimini desteklemek amacıyla kuruluşundan bu yana on binlerce gence burs imkânı sağlamıştır. Bizim gibi burs veren sivil toplum kuruluşları için burs vereceği doğru kişiyi seçmek her zaman çok önemli bir konudur. Bu nedenle burs arayan gençleri, dolduracağı kapsamlı tek bir form ile yüzlerce burs verenle buluşturma imkânı yaratan bu platformu kurduk. İlköğretimden doktora seviyesine kadar burs imkanı sağlayan bu platformda, burs talebinde bulunan kişiler son derece detaylı bilgilerini sisteme giriyor. Toplam 122 soruya verdikleri cevaplar ve bunun yanında ayrıca doldurabilecekleri özel alanlar sayesinde burs verecek kurumların bu kişileri çok daha yakından tanımaları sağlanıyor. Burs verecek STK’lar bu platform üzerinden on binlerce gencin detaylı formlarını kendi kriterlerine göre filtreleyerek kendileri için en uygun bursiyeri seçebiliyor. İlkokuldan doktora aşamasına kadar temel bazı kişisel bilgiler değişmediği için bu platforma 1 kez giriş yapan birisi, eğitim hayatı boyunca sistemde kalarak yeni koşullarına göre güncelleme ve eklemeler yapabilir, nitekim evrak peşinde koşmadan, ekstra kargo parası ödemeden sadece resmini çek / tara / yükle yöntemi ile bilgilerini güncelleyebilir. Böyle çevreci bir yaklaşım ile burs arayan çocuk ve gençlerin burs veren kuruluşlar, başvuru tarihleri, kriterleri gibi birçok bilgiyi tek bir çatı altında toplu halde görebilmesi çok önemli. bursverenler.org, ayrıca bireysel bağışçılar için de bağış yapabilecekleri STK’ları tek bir çatı altında görmelerini sağlayan güvenli bir platformdur. Bireysel bağışçılar bu kanaldan burs veren vakıf ve derneklerin şartlarını, burs detaylarını inceleyip site üzerinden doğrudan o kuruma bağışta bulunabilir” dedi.

bursverenler.org platformunun ticari bir işletme olmayıp 50. Yıllık Yücel Kültür Vakfı'nın bir sosyal sorumluluk projesi olduğuna değinen Yücel Kültür Vakfı Genel Sekreteri Kula, bilgi ve belgelerin burs veren kurumlara aktarımları sırasında, kanunlar çerçevesinde maksimum güvenlik tedbirlerinin alındığını, sitenin KVKK (Kişisel Verileri Koruma Kanunu) çerçevesinde resmi kuruluş olan VERBİS üyesi olduğunun altını çizdi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Sanayinin Nitelikli Elemanları Tekmaksan Sınıfları'nda Yetişiyor!

$
0
0

Topkapı Okulları içinde yer alan Tezmaksan Sınıfı ilk mezunlarını verdi. ‘Sanayiye nitelikli eleman yetiştirmek’ fikriyle başlatılan proje kapsamında 30 öğrenci 1 yıllık eğitimlerini tamamladı.

Tezmaksan Akademi tarafından Topkapı Okulları’nda açılan ve öğrencilerin pratik yapmasını sağlayan eğitim sınıfı ilk mezunlarını verdi. 30 öğrenci aldıkları 1 yıllık eğitim sonrası CNC alanında ciddi anlamda gelişme gösterdi. İlk sınıfın başarılı olması ile ikinci sınıfa yapılan başvurular yüzde 100 oranında arttı. Ayrıca sınıfta başarılı olan iki öğrenci, Tezmaksan’ın staj programına da kabul edildi. 

"Hedefimiz Sanayiye Nitelikli Personel Yetiştirmek"

Tezmaksan Makine Genel Müdürü Hakan Aydoğdu, eğitim-sanayi alanında atılan bu önemli işbirliğinin sonuç vermesini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Öğrencilerin okulda aldıkları eğitimin tek başına yeterli olmadığını belirten Aydoğdu “Sınıfımızda yer alan son teknoloji ekipmanlar ile öğrencilerin güncelin arkasında kalmamalarını sağlıyoruz. Okuldan mezun olduktan sonra karşılarına gelecek olan her türlü sorunu çözmeleri için imkan tanıyoruz. Kendi alanlarındaki, gelişmelere yabancı kalmamalarını ve iş hayatına en hızlı bir şekilde adapte olmalarına fırsat tanıyoruz. Bu tür işbirliklerinin sektöre örnek olmasını diliyorum” dedi.

Topkapı Okulları Okul Müdürü Eray Şeker ise “Tezmaksan’ın desteğiyle bu sınıfı açtık. Hedefimiz: Çocuklarda mesleklerine ve sanayiye yönelik aidiyet duygusunu oluşturmaktı. Bir yıllık eğitimin sonunda öğrencilerimizden aldığımız geribildirimlerde Tezmaksan sınıfında aldıkları CNC eğitimine yönelik kariyer planladıklarını gördük. Bu da bizi çok mutlu etti. Tezmaksan’ın sunduğu kaliteli eğitim sayesinde öğrencilerimizde ciddi bir gelişme gözlemledik. Kişisel olarak özgüvenleri de yerine geldi. Üstelik Tezmaksan gibi bir firmanın arkalarında olduğunu bilmeleri, onları kendilerinden emin hale getirdi. Tezmaksan tarafından açılacak ikinci sınıfa başvuru oranı, ilkinin başarısı sayesinde yüzde 100 arttı. Öğrencilerimiz ikinci kez açılacak Tezmaksan sınıfına girebilmek için birbiriyle yarışıyor” açıklamasında bulundu.

Okul Kurucusu Tahir Fırat Şuekinci de “Hedefimiz sanayiye nitelikli personel yetiştirmek. Bu hususta Tezmaksan, böyle nitelikli bir sınıf açarak bize müthiş destek oldu. Sanayi tecrübesinin, öğrencilere kazandırılması için gerçekleşen bu girişim çok kıymetli. Tezmaksan sanayi ile iç içe ve eğitime de profesyonelce yaklaşan bir firma. Okul-sanayi işbirliğine gönül verdiğini kanıtlayan pek çok faaliyet yürütüyor. Böylece eğitime destek olmakla kalmayıp başka kuruluşlara da okul-sanayi işbirliği konusunda örnek oluyor” diye konuştu.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Bir Sonraki Finansal Kaos Çok Daha Yıkıcı Olacak!

$
0
0

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi ve Kurumsal Yönetim ve Finansal Düzenleme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Vedat Akgiray’ın kaleme aldığı "Good Finance" başlıklı kitap, Bristol University Press tarafından yayınlandı.

Prof. Dr. Vedat Akgiray, kitabında finansal krizlerin nedenlerini ve bunların sosyoekonomik etkilerini ele alırken, "İyi Finans"ın ne olduğunu ve dünyanın neden iyi bir finans sistemine ihtiyaç duyduğunu anlatıyor.

"Bir Sonraki Finansal Kaos Çok Daha Yıkıcı Olacak Gibi örünüyor"

Çevre tahribatı, gittikçe artan servet ve gelir eşitsizliği, kurumlara olan güven kaybı ile hem bunları besleyen hem de kendisi sosyal bir problem olan aşırı “finansallaşma”nın bugün insanlığın önündeki en ciddi mesele olduğunu belirten Vedat Akgiray, "Tarihin en büyük finansal çöküşü olan 2008 krizinden bile gerekli dersleri çıkartamadık. Ekonomik politika yapıcılar, merkez bankaları, finansal otoriteler ve akademisyenler dahil ilgili her taraf sınıfta kaldı. Artık geçerli olmayan modeller ve anlayışlarda cahilce ısrar edilmektedir. Değişime olan bu anlamsız direnç ve sürekli tekrarlanan hatalarda ısrar bizi bu günlere getirmiştir. Bir sonraki finansal kaos çok daha yıkıcı olacak gibi görünüyor." açıklamasını yaptı.

"Finans, Başkasının Parasından Para Kazanmak Sanatı Değildir"

Finansın temel fonksiyonunun parası olanlarla paraya ihtiyacı olanları buluşturmak olduğunu ve bunu desteklemeyen tüm faaliyetlerin sorgulanması gerektiğini vurgulayan Akgiray, "Finans, başkasının parasından para kazanmak sanatı değildir ama bugünkü anlayış maalesef böyledir ve böyle olması tamamen normal sayılmaktadır. Bu sanatı en başarılı icra edenler ise en yetenekli beyinler oluyor! Derslerde ve kitaplarda işlenen konular büyük oranda bu anlayışa dayanmaktadır. Demek ki öncelikle ekonomi ve finans eğitimimizi düzeltmeliyiz. Gençlere finansal “kitlesel imha” silahlarını nasıl tasarlayacaklarını öğretmek yerine – benzer bir deyimle – finansal “kitlesel fayda” silahlarını anlatmalıyız. Finansın hayatımızdaki yerini tartışmaya ihtiyacımız var. Artık hiçbir kesimin veya hiçbir ülkenin kendi başına “iyi” olma lüksü kalmadı. Global işbirliği önemli. 2008 krizinin açıkça su yüzeyine çıkardığı bir gerçek insanların artık şirketlere, şirketlerin piyasalara, piyasaların devletlere ve devletlerin birbirine güveninin çok azaldığıdır. Bu güvensizlik zincirinin sebep olduğu sosyal ve siyasi sonuçları tüm dünyada görüyoruz. Kaybolan güvenin bir sonraki finans krizindeki faturası çok ağır olacaktır. Yapılması gereken hem ulusal hem de global platformlarda, her türlü önyargıdan ve kemikleşmiş görmezliklerden sıyrılıp konunun esasını tartışmaya başlamaktır. Güven ancak böylece sağlanır ve gerekli adımlar atılırsa itibar da geri gelir. Esasında, finans paradan önce bir güven ve itibar mesleğidir."

"Dünyanın Yeni Bir Finans Paradigmasına İhtiyacı Var"

Kitapta dünyanın yeni bir finans paradigmasına ihtiyacı olduğunu; siyaset yapıcılar, finans pazarı ve bireyler arasında yeni bir sosyal sözleşmenin yapılması gerektiğini vurgulayan Akgiray şu örneği verdi: "Internet sayesinde tüm dünyayı görebiliyoruz ve her şeyin daha iyisine / güzeline / yenisine sahip olmak istiyoruz. Buna tüketim sarhoşluğu diyebiliriz. İstediklerimizi almaya gelirimiz yetmezse tek çare borçlanmak oluyor – kredi kartı, banka kredisi vb. çoğu zaman borcu nasıl geri ödeyeceğimizi düşünmeden. Finans sektörü ise borç verecek müşteri istediği ve “finans mühendisliği” sayesinde her türlü krediyi herkes için üretebilecek araçlara sahip olduğu için borç bulmak kolay. Bugün dünyanın toplam geliri $85 trilyon ve dünyadaki toplam borç miktarı ise $300 trilyon civarında. Bu borç ödenemez, ödenmeyecek ve ödemeyenlerin hayatları perişan olacak. Kitapta bahsettiğim sosyal sözleşmenin birinci maddesi geri ödeyemeyeceklere borç verilmemesi anlayışı olmalıdır. İhtiyacı olanlara – gerekirse karşılıksız – yardım etmek başka, 10 lira geliri olana 100 liralık yeni televizyon kredisi vermek başkadır. Birincisi iyi, ikincisi kötüdür. Gelir ve verimlilik artışını aşan borçlanma hızı borçlanan için ahmaklık borç veren için ise ahlaksızlıktır. Kaçınılmaz son ise iflas ve finansal krizdir. Karar vericiler bu hesabı doğru yapmalıdır. Kitap, aslında bahsedilen yeni sosyal sözleşmenin giriş kısmını oluşturmaktadır."

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dünya Ekonomisinin Bugünü ve Geleceği CEF’te Ele Alındı!

$
0
0

Sabancı Üniversitesi Finans Mükemmelliyet Merkezi’nin (Center of Excellence in Finance-CEF) düzenlediği “Finans Piyasalarının Geleceği” konferans serisinin üçüncüsünde, ulusal ve uluslararası finans ve ekonomi dünyasının seçkin isimleri bir araya geldi.

Sabancı Üniversitesi’nin, Akbank’ın kurucu sponsorluğunda hayata geçirdiği, “Sabancı Üniversitesi Center of Excellence in Finance- CEF”in uluslararası konferans serisinin üçüncüsü Sabancı Center’da düzenlendi. “Finans Piyasalarının Geleceği” başlıklı konferansta; finans piyasalarının önündeki zorluklar, gelişmekte olan ülkeler ve ekonomik görünüm, ulusların düşüşü veya yükselişi, yerli ve yabancı akademisyen ve profesyoneller tarafından ele alındı. 

Konferansın açılış konuşmalarını Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı ve CEF Kurucu Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici ve Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer yaptı.

"Finans Sektörü, Reel Sektörün İhtiyaçlarını Anlamalı ve Karşılamalı"

Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı ve CEF Kurucu Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, “Finans sektörünün reel sektörün ihtiyaçlarını anlaması ve o ihtiyaçları karşılaması gerekiyor. Bunun için de eğitilmiş insan gücümüzün artması lazım. Çünkü İstanbul'un finans merkezi olmasını istiyoruz, onun için bizim de elimizi taşın altına koymamız gerekiyordu. CEF bunun en önemli yapı taşlarından biri” dedi ve CEF hakkında bilgi verdi.

CEF Finans Mükemmeliyet Merkezi’nin Profesör Özgür Demirtaş’ın liderliğinde çok başarılı bir döneme imza attığını belirten Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Leblebici konuşmasında, “Üniversitemizin en başarılı merkezlerinden biri olan ve Akbank'ın kurucu sponsorluğu ile hayata geçirilen Sabancı Üniversitesi Finans Mükemmeliyet Merkezi tarafından düzenlenen konferans yurt içi ve yurt dışı finans dünyasına önemli katkı sağlayacak. Bugün burada finans piyasalarının karşılaşmakta olduğu zorluklar ve bundan sonra izlenebilecek yol üzerine çok değerli görüşler dinleyeceğiz. Bu etkinliğin düzenlenmesine katkı sağlayan başta Sn. Suzan Sabancı olmak üzere Akbank Yönetim Kurulu'na, değerli öğretim üyelerimize ve bugün bizi onurlandıran duayen konuşmacılarımıza en içten teşekkürlerimizi sunarım. Bu konferansın tüm katılımcılara yararlı olmasını diliyorum. CEF, Özgür Demirtaş’ın özverili çalışmalarıyla, seminerleri, eğitimleri, araştırmalarıyla çok kaliteli bir merkez konumuna ulaştı. Akbank olarak bundan gurur duyuyoruz. Sabancı Üniversitesi’nin desteği bizim için çok değerli” dedi.

Akademisyen ve Profesyoneller “Finans Piyasalarının Önündeki Zorluklar”ı Tartıştı

Açılış konuşmalarının ardından, CEF’in “Finans Pİyasalarının Geleceği Konferansı” kapsamında düzenlenen “Finans Piyasalarının Önündeki Zorluklar” başlıklı panelin Moderatörlüğü’nü, Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil üstlendi. Binbaşgil’in yönettiği panele, JP Morgan Yönetim Kurulu Başkanı Sir Winfried Bischoff, Harvard Üniversitesi Uluslararası Ekonomi Profesörü Prof. Dr. Dante Roscini ve ABN AMRO Bank NV. Yönetim Kurulu Başkanı Tom de Swaan katıldı.

CEO’lar “Gelişmekte Olan Ülkeler ve Ekonomik Görünüm”ü Yorumladı

Konferans kapsamında düzenlenen, “Gelişmekte Olan Ülkeler ve Ekonomik Görünüm” başlıklı ikinci panelin moderatörlüğünü, Akbank Genel Müdür Yardımcısı Levent Çelebioğlu üstlendi. SOCAR Türkiye CEO'su Zaur Gahramanov, Tekfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gigin ve Eczacıbaşı Holding CEO'su Muharrem Gümrah’ın katıldıkları panelde, Türkiye’nin önde gelen gruplarının gözünden, gelişmekte olan ülkeler bağlamında küresel ekonomik görünüm yorumlandı ve bu bağlamda olası gelişmeler tartışıldı.

“Ulusların Düşüşü veya Yükselişi” başlıklı panelde Massachusetts Institute of Technology Elizabeth ve James Killion Kürsüsü Ekonomi Profesörü Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı ve CEF Kurucu Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş konuşmacı oldular.

CEF Konferansı’nın“Ulusların Düşüşü veya Yükselişi” başlıklı son panelinde, küresel gelişmeler ışığında, bölgeler ve ülkelerdeki gelişmeler ve öngörüler üzerinde duruldu. Massachusetts Institute of Technology Elizabeth ve James Killion Kürsüsü Ekonomi Profesörü Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın katıldıkları panelde, iki akademisyen konferans katılımcılarına, ulusların düşüş ve yükselişlerine ilişkin farklı perspektifler çizdiler ve söz konusu gelişmelerin küresel düzeyde yansımalarını ele aldılar.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişim Fabrikası, BİGG Desteği İçin Başvurularınızı Bekliyor

$
0
0

TÜBİTAK tarafından girişimcilerin teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerinin, ticari değeri yüksek ürün ve hizmetlere dönüştürebilmeleri adına fikir aşamasından pazara kadar olan faaliyetlerinin desteklenmesi amaçlanarak hayata geçirilen BİGG programında yeni dönem için başvurular alınmaya başlandı.

2015 yılından bu yana TÜBİTAK tarafından BİGG programı kapsamında “Uygulayıcı Kuruluş” olarak yetkilendirilmiş olan Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası, 1. Aşama kapsamında girişimcilerin başvurularını değerlendiriyor, eğitim, mentorluk ve altyapı desteği veriyor. Girişim Fabrikası, belirlediği yenilikçi fikirlerle bire bir çalışarak 2. Aşamada TÜBİTAK’ın 200 bin TL’lik BİGG hibe desteği alabilmelerine de destek oluyor.

Başvuru İçin Son Gün: 19 Temmuz 2019!

Girişim Fabrikası BİGG Hızlandırma Programı, 2019-1 çağrısı kapsamında TÜBİTAK tarafından ilan edilen aşağıdaki 6 tematik alanın herhangi biriyle uyumlu projesi olan tüm girişimcilerin başvurularını kabul ediyor.

  1. Akıllı Ulaşım
  2. Enerji ve Temiz Teknolojiler
  3. Akıllı Üretim Sistemleri (Sanayide Dijital Dönüşüm)
  4. İletişim ve Sayısal Dönüşüm
  5. Sağlık ve İyi Yaşam
  6. Sürdürülebilir Tarım ve Beslenme

19 Temmuz’da sona erecek başvuru döneminin ardından seçilecek girişim sahipleri, Özyeğin Üniversitesi’nin Altunizade ve Çekmeköy’de bulunan kampüslerinde alanlarında uzman ve tecrübeli isimlerle bire bir çalışma fırsatları bulacak. İkinci aşama sonunda TÜBİTAK tarafından 200 bin TL’lik hibe desteğinden faydalanmasına karar verilen Girişim Fabrikası BİGG Hızlandırma Programı girişimcileri, Özyeğin Üniversitesi kampüsünde yer alan ÖzÜ-X binasında ücretsiz paylaşımlı ofis alanı, donanım odaklı projeler için OpenFab makine parkuru kullanımı gibi diğer desteklerden de faydalanma şansına sahip olabilecek.

Unutmayın, “TÜBİTAK 1512-Teknogirişim Sermaye Desteği Programı (BİGG)” kapsamında girişimcilere verilecek 200 bin TL’lik destek için Girişim Fabrikası’na son başvuru tarihi 19 Temmuz.

Kadın girişimciler, akademisyenler, profesyoneller, araştırmacılar, mezunlar, doktora ve lisansüstü öğrencileri ile lisans son sınıf öğrencileri Girişim Fabrikası üzerinden başvuru koşulları hakkında bilgi alıp, programa başvuruda bulunabilir.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yeşilay "Ben de Varım!" Projesiyle Gençleri İş Hayatına Hazırlıyor

$
0
0

İstanbul Kalkınma Ajansı, İŞKUR ve Yeşilay iş birliğiyle yürütülen “Ben de Varım!” projesi kapsamında, Yeşilay Danışmanlık Merkezi’nde (YEDAM) psikolojik ve sosyal destek almış 18-29 yaş arası gençler çalışmaya hazırlanıyor.

Bağımlılıkla mücadelede 100 yılı geride bırakmaya hazırlanan Yeşilay, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteklediği ve iştirakçileri arasında İstanbul Ticaret Odası ve İŞKUR İl Müdürlüğü’nün yer aldığı “Ben de Varım!” projesi ile danışanlarını bir birey olarak hayatını sürdürmesi için en önemli adımı atmasına destek veriyor.

Yaşları 18 ila 29 arasında değişen, Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) ve YEDAM Atölye’de psikolojik ve sosyal destek alan danışanları, proje kapsamında Türkiye’nin iş gücüne katkıda bulunmak için ilk adımlarını atıyorlar.

Ümraniye’de bulunan YEDAM Atölye’de başlayan, 120 saat sürecek grafik tasarım atölyesinde eğitimi sonucunda 3 danışan, Yeditepe Üniversitesi tarafından alacağı sertifikayla iş hayatına atılmak için ilk süreci geride bırakacak. Atölye çalışmasına katılan her danışandan en az 20’şer adet tasarım yapılması beklenirken, www.yesilaymarket.comüzerinden kursiyerlerin tasarımlarından oluşturulan ürünler satışa sunulacak. Böylece ilk kazançlarını elde etme fırsatına sahip olacaklar.

Bir diğer atölye de ahşap işleme atölyesi. Burada mevcutta 7 danışana eğitim veriliyor. Bu eğitimle danışanların hem girişimcilik yapabilmelerinin hem de ahşap işleme alanında faaliyet gösteren işletmelerde istihdam edilebilmelerinin önü açılmakta.

Yeşilay’ın Özgün Projesi: ‘Ben de Varım!’

Birleşik Krallıklar, Belçika ve Almanya’da benzer çalışmaları yerinde inceleyerek Türkiye’ye özgün olarak geliştirilen proje kapsamında Yeşilay, danışanlarına uygun sektörleri akademi profesyonelleri ile belirliyor. Bağımlılıktan kurtulmak için tedavi gören ve belirli bir süre temiz kalma kriterine uyan danışanların iş hayatına katılımının desteklendiği proje için, sosyal firma modeli kapsamında gönüllü firmaların katıldığı bir havuz oluşturuluyor.

Proje kapsamında sosyal hayata entegre olan, tamam temizlenen ve bağımlılıktan uzak kalan bireylerin topluma kazandırılmasıyla ilgili farkındalık oluşturulması hedefleniyor. İş hayatına atılarak ülke ekonomisine katkı sunan bireyler, bağımlılıkla mücadele adımlarında elde ettikleri gelirler ile hayatlarına kaldıkları yerden devam edebilecekler.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İşe Girme Telaşında Olan Değil, Kendi İşini Yaratan Öğrenci Olun!

$
0
0

Üniversite öğrenci adayları 18 Temmuz’da açıklanacak sonuçları beklerken bir yandan da meslek arayışlarını sürdürüyor. Meslek seçiminde adayların hayalleri kadar gelecek kaygısı da öne çıkıyor. Genç işsizliğin % 26,7 olduğu Türkiye’de mezun olunca işsizler ordusuna katılmak istemeyen adaylar, iş bulma oranının yüksek olduğu bölümleri tercih ediyor.

İstanbul Esenyurt Üniversitesi tasarım ve ar-ge merkezi uygulayıcısı Prof. Dr. Atilla Bağrıaçık’a göre mezun olup da işsiz kalmamak mümkün. Bağrıaçık girişimci öğrencileri ve firmaları bekleyen fırsatları Habertürk’te yayınlanan ve Dr. Görkem İldaş’ın hazırlayıp sunduğu Yolun Başındayken’de anlattı.

Girişimci Öğrenciye Fırsat Çok

Avrupa Birliği’nin ‘Horizon Europe’ çalışmalarına dikkat çeken Bağrıaçık, araştrma ve inovasyon projelerine sadece 2021-2027 yılları arasında 94 milyar hibe verildğini söyledi; start up' lara, unicornlara ve teknolojiye ağırlık vermenin şart olduğunu ekledi. Üniversitelerin girişimci öğrencileri desteklemesi gerektiğini belirten Bağrıaçık, "Sadece ders vermek yetmiyor. Uygulama becerisini de öğrenciye kazandırmak önemli. Demek ki hem teori vereceğiz hem uygulama. Üniversitede teori olmadan uygulama olmaz ancak tek başına teori de bir işe yaramaz. Teori bir anlamda insanın iskeletidir. Bunun kemiğe ve ete dönüşmesi ancak tecrübe ve uygulamayla olur." dedi.

İsteyene Teşvik Çok, Alan Yok

Hayat Boyu öğrenenlerin programı Yolun Başındayken’de Dr Görkem İldaş’ın sorularını yanıtlayan Bağrıaçık, hangi alanda çalışıyor olursak olalım girişimcilik yönünün mutlaka araştırılması ve desteklenmesi gerektiğini söyledi, "İsteyene destek ve teşvik çok" mesajı verdi. "Arge ve tasarım projeleri ile ilgili 19 tane teşvik var. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar teşvik yok" diye konuştu. Bağrıaçık, teşviklerin yer aldığı listeyi de Habertürk ekranlarında paylaştı.

"19 tane teşvik var. İddia ediyorum dünyanın hiçbir yerinde bu kadar teşvik yok. Maalesef kullanılamıyor. Yaptığımız hesaplara göre yılda 500 ile bir milyon dolar arası bir hibe var" diye konuşan Bağrıaçık, üniversitelerin, öğrencilerin yaratıcılıktan girişimciliğe uzanan yolculuğunu desteklemesi gerektiğini söyledi.

İşe Girme Telaşında Değil, Kendi İşini Yaratan Öğrenci Olun

Üniversite öğrencilerine "İşe girme telaşında değil, kendi işini yaratan öğrenci olun" tavsiyesinde bulunan Bağrıaçık, "Girişimcilik üniversitelerde hemen hemen her bölümde zorunlu ders olmalı, zira teşvik pek çok sektörde var. Örneğin, mimarlıkta , makine sanayide , elektrik – elektronikte, medikalde hatta gıdada var. Ya da şu anda seracılıkla ilgili öyle çalışmalar yapıyoruz ki dünyada eşi benzeri yok. Öğrencilerimiz de hep bu sürecin içerisinde. Öğrenci kendi işini yapsın ama bu tür teşviklerden yararlanmak için de girşimcilik dersi alsın." diye konuştu.

Girişimciliği Öğretecek Hoca Var mı?

Bağrıaçık’ın bölüm ve okul arayışındaki üniversite adaylarına ve ailelerine bir de önerisi vardı: "Açıklanacak YKS sonuçlarının ardından başlayacak tercih döneminde üniversitelerin akademik kadrosunu iyi inceleyin. Girişimcilik ve yenilikçilik uygulamalarını hayata geçirecek hocalar var mı? Kararınızı ona göre verin"

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 757 articles
Browse latest View live